Sabah sabah çalan telefonlar pek hayırlı değildir. Genelde ünlüler arar. Gazetede çıkan haber hoşlarına gitmemiş olur, can havliyle şikayetlerini dile getirirler. (Bu arada başka gazetelerdeki yalan yanlış haberler için arandığım da çok olur...) Ama salı sabahı tuhaf bir şey oldu. Arayan herkes pek bir şeker! Önce Demet Şener'le konuştuk. İrem ve Ömer'den bahsetti, ben de Can'dan... Yıllar su gibi akıp gidiyor, çocuklar büyüyor falan muhabbeti işte... Sonra Hande Ataizi aradı. Sesi cıvıl cıvıl... Bir gece önce Down Sendromlu çocuklar için düzenlenen geceye katılmış. Onunla da iş güç üzerine sohbet ettik. Eh dedim, iki de iki... Güne başlamak için fena sayılmaz... Sonra asistanım, "Şengül Hanım sizi Ankara'dan arıyorlar. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın makamından" deyince, "Hayırdır inşallah" dedim... "Belli ki bir durum var." Bir bakanın bir magazin müdürü ile ne işi olur ki! Üstelik de biliyorum ki; Devlet Bakanı Zafer Çağlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la birlikte Londra'da... Sonunda telefondaki zarif hanım, "Bakanım yurt dışında. Sizinle görüşmek istiyor, bağlıyorum" dedi. Çağlayan, bir süre önce dizi ve sinema sektöründen isimlerle biraraya gelmişti. O toplantıda Türkiye'nin Ortadoğu, Afrika ve Balkan coğrafyasında olan Türk dizi ve filmlerine olan ilgiyi çok iyi değerlendirmesi gerektiğini, bunun Türk ekonomisine ciddi anlamda bir katkısı olacağını vurgulamıştı. Bu amaçla bir çalışma grubu oluşturulacaktı. Ben salı günkü yazımda bu bilgileri vermiş, "Umarım bir ilerleme kaydedilmiştir" demiştim. Çünkü Ortadoğu'da Türk dizilerine, filmlerine, oyuncularına müthiş bir ilgi var. Sırf hayran oldukları sanatçılarla tanışmak için Türkiye'ye gelen insanlar var. Gelip de hemen dönmüyorlar tabii. En iyi otellerde kalıyorlar, yiyorlar, geziyorlar, alışveriş yapıyorlar. Yani bu sayede turizmde büyük bir hareket sağlanıyor. Sayın Bakanımız sıkı takipte... "Sabahleyin arkadaşlar sizin konuyla ilgili yazınızı ulaştırdılar. Ben de bilgilendireyim istedim" dedi. Çalışmalar yoğun bir şekilde devam ediyormuş. Çağlayan, bu adımların hem ekonomimiz için hem de sinema ve TV sektörü için büyük önem taşıdığına inanıyor. "Artık durup da olaylara bakma devri geçti" diyor. İnşallah bu çalışmalardan hızla sonuç alınır. Bu arada bakanın iş konusundaki pratik ve hızlı tavrı şahane; anında iletişim, net bilgi, etkin yönetim. Pek de alışık olmadığımız bir durum değil mi? Dileğim; Türk dizi ve filmlerinin Ortadoğu'da yarattığı etkinin hem ekonomimize, hem turizmimize, hem de sinema ve dizi sektörüne katkıda bulunması. Ve oyuncuların da bu sayede kendilerine yeni açılımlar yapması...