Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞENGÜL BALIKSIRTI

Bir masal dinlemek ister misiniz?

Çağan Irmak'ın yeni filmi 'Prenses'in Uykusu'nu özel bir salonda, küçük bir grup izledik. Saat 21.00 civarıydı. Film bitince neler hissettiğimi anlatacağım ama, önce o günümü anlatayım size... Sabah kalkış, yoğun trafik, gazetede sabah toplantısı, öğlen bir iş yemeği, sonrasında kuaför, bayram için hazırlanan röportajların takibi... Bir randevuya nefes nefese yetişme, akşam trafiğinde boğuşma, yolda yemek için verilen bir küçük mola ve nihayet rahat koltuklarda perdenin karşısında oturma... Nefes nefese bir zaman. O süreçte yüzümün ifadesi nasıldı; ben hiç kendi sesimi duydum mu hatırlamıyorum bile... Bir savaşın içindeymiş gibi geçiriyoruz her günümüzü. Sonra masal başladı... Rüya gibi bir masal... Her masalda olduğu gibi iyiler de var kötüler de. Ama kötüler aklımda bile kalmadı... Film Gizem adlı küçük bir kız ile tertemiz bir kalbi olan Aziz'in hikayesini anlatıyor. Aziz'i izlerken (Çağlar Çorumlu oynuyor ve kendine hayran bırakıyor) hep gülümseyen ve umudunu hiç kaybetmeyen yüzünde 'mutlu olma sanatının' ne olduğunu görüyorsunuz. Gün içinde yaşadığım o koşuşturmacanın yorgunluğu ve gerginliği üzerimden gitti, bir anlamda çözüldüm. Kendi kendime "Bu kadar koşturduğum bir günün ardından bana ne kaldı?" sorusunu sordum ve gün içinde sık sık gülümsemenin bile bir şeyleri değiştirebileceğini düşündüm. Bir tek iyi insanın bile hayatı nasıl değiştirip güzelleştirebildiğini görmek, kendimizi bile unuttuğumuz bu vahşi yaşamda nasıl iyi geliyor bilemezsiniz. Bilmem, belki de hepimiz masalları çoktan unuttuk. Ama yeniden hatırlamak çok iyi geliyor, bilesiniz... Film bittiğinde herkesin gözünde yaşlar vardı. Mutlu sonla bitmesine rağmen... Çağan Irmak bu filmi Redd grubunun bir şarkısından yola çıkarak yazmış. Filmini çekmiş, sonra 8 aylık bir süreçte filmin animasyon sahneleri ile uğraşılmış ve ortaya fantastik ama gerçekçi ve de çok duygusal bir film çıkmış. Hoyrat gerçeklerin ruhumuzu çizdiği dizilerden-filmlerden, hayatlardan geçerken bir nefes alıp dünyayı başka bir gözle görmek isterseniz; ne yapın edin bu filme gidin ve küçük hayatların büyük dünyalarını görün. Belki siz de kendi büyük dünyanızda eksik olan şeyin ne olduğunun farkına varırsınız. 'Kader değiştirilebilir mi?' sorusunu sorsa da; bu film, insanda 'iyi ve pozitif insan olma' isteği uyandırıyor. Hayatın izin verdiği ölçüde!

NEDEN KONUŞMUYOR?
Çağan Irmak filmle ilgili röportajlar söz konusu olduğunda çok geriliyor, strese giriyor ve konuşmak istemiyormuş. Onun bu tavrı yadırganabilir belki ama ben hiç yadırgamadım. Filmde öyle bir dünya yaratmış, öyle dünyalara girmiş ki, bunu bir röportajda kelimelerle anlatıp duygusunu karşı tarafa geçirmesi mümkün değil. Adam söyleyeceği her şeyi filmde söylemiş zaten. Bu film bence kulaktan kulağa yayılarak geniş kitlelere ulaşacak ve bir gürültü bekleniyorsa eğer, kimsenin kulaklarını zorlamadanyani şamatasız, yani tantanasızonu da sağlayacak.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA