İstanbul'un trafik yoğunluğundan bunaldıkça, "Gelecekte gökyüzünde uçan insanlar göreceğiz. Ya da kanatlı küçük arabalar. Böylelikle bu sorun da çözülecek" diyorum. Benimki bir tahmin. Ya da bir hayal... Ama düşünün bakalım, içinde hiç mi gerçek payı yok? Bizler siyah-beyaz televizyon kuşağındanız. Bu durum bugünün gençliği için tuhaf olmanın ötesinde, anlaşılmaz geliyor. Bebekliğinden itibaren elektronik bir kuşatılmışlıkla yaşayan oğlum, televizyonun siyah-beyaz olmasına "Neden?" sorusuyla yorumda bulunuyor. Dijital çağın çocuğu için bir televizyonun siyahbeyaz olması anlaşılabilir bir şey değil çünkü. Dünya çok hızlı değişiyor. Peki hızla değişen dünyada, örneğin gelecek 50 yılda neler olacak? Ya da biz 50 yıl sonra nerelerde olacağız? 20-30 yıl sonrasının çocukları bizim bugün kullandığımız lap-top'lara küçümseyen bakışlar mı fırlatacak? Bütün bunların yanıtı fütürist Richard Watson'ın 'Gelecek 50 Yılın Tarihi-Gelecek Dosyaları' adlı kitabında karşımıza çıkıyor. Watson kitabına şu cümleyle başlamış: "Bu kitap çeşitli tahmin ve senaryolar içeriyor, fakat amacı geleceği tahmin etmek değil. Bunu yapabildiğini söyleyen her kimse ya yalancıdır ya aptaldır. Niyetim hayal gücünü serbest bırakmak... 50 yıl önce var olmayıp veya yapılamayıp da şu an var olan ve yapabildiğiniz şeylerin bir listesini yapın. Şimdi de teknolojinin giderek artan bir hızla ilerlediğini göz önünde bulundurarak bunu ikiyle çarpın, geleceğin nasıl da aşikar olduğunu görmeye başlayabilirsiniz." (Haydi siz de hayal gücünüzü serbest bırakın ve gelecekte bir tura çıkın)