Sheryl Sandberg, Facebook'un COO'su...
Yönetimde Mark Zuckerberg'den sonra gelen 43 yaşındaki Sandberg, dünyanın en güçlü ve zengin kadınlarından biri ama bu hafta onu Amerika'da manşetlere taşıyan şey başka.
Sandberg; yeni kitabı 'Lean In'de, dünyada kadın liderlerin azlığını masaya yatırıyor ve bunu kadınların yeteri kadar hırslı olmamasına bağlıyor.
Son 30 yılda üniversite bitiren kadın sayısının erkeklerden fazla olmasına karşın, 'Fortune 500' listesinin sadece yüzde 4'ünün kadın olmasını eleştiriyor.
Ona göre kadınların en büyük sorunu; gözlerini yeteri kadar yükseğe dikmemek, kendinden şüphe etmek ve yeteneklerine fazla değer vermemek...
ZUCKERBERG İLE PAZARLIK
Sandberg, Harvard Üniversitesi'ni bitirdikten sonra Amerikan Hazine Bakanlığı ve Google'da yöneticilik yapmış.
Mark Zuckerberg ona Facebook'un COO'su olmasını teklif ettiğinde; "Kadınların genelde ilk işe girerken yaptığı hatayı yapıyordum.
Neredeyse hiç pazarlık yapmadan işi kabul edecektim" diyor.
Kocası ona "Dalga mı geçiyorsun? Bir erkeğin bu pozisyon için alacağı maaştan aşağısını kabul etmemelisin" deyince, Sandberg pazarlığa oturmuş Zuckerberg ile...
KADINLAR TÜKENİYOR!
Sandberg "Bir kadının kariyeri için en önemli sezgisi; yaptığı evliliktir" diyor. Yani onu destekleyen bir kocasının olması...
Bu çok doğru.
Kariyer yapmak isteyen karısını; "Evdeki sorumluluklarından ödün vermeyeceksen çalış" diyerek üstü kapalı tehdit eden çok koca biliyorum çünkü.
Biz kadınlar; ev, iş ve daha pek çok sorumluluğu aynı anda organize etmeye çalışmaktan tükeniyoruz.
Bu arada yanlış anlaşılmak istemiyoruz, suçluluk duyuyoruz ve takdir edilmek için kendimizi sürekli heba ediyoruz.
Bu yüzden araştırmalar, kadınların hırslarının gittikçe azaldığını gösteriyor. Çalışmak istemedikleri için değil, daha esnek bir hayat istedikleri için...
Bu işin bir yönü...
Kadın veya erkek, "Hırslı ol" demekle hırslı olamıyor tabii...
Liderlik hırsı, tepeden ayağa insana aşılanabilen bir şey değil. İnsanın içinde o dürtünün olması lazım.
Lider olmak, hedefe ulaşmak ve zirve gibi kelimeler, beni motive etmiyor mesela...
Benim enerjimi yönlendirme şeklim daha farklı...
Bu hayata nasıl uyum sağlayabilirim?
Beni farklı yapan vasıflarımı nasıl ifade edebilirim? Kendimi ifade ediş şeklimin yaşadığım dünyaya bir faydası var mı?
Yani bir kadının 'yeterlilik' hissi ya da 'fark yaratabilmesi' sadece 'yönetici' olmasına bağlı değil!
HERKES STRESLİ...
Belki de kadınlar, iş dünyasında erkek gibi olmaya çalışacaklarına, erkekler biraz kadınlar gibi olabilir!
Çünkü erkeklerin domine ettiği, 'güç+para=başarı' anlayışı kadınlara göre değil. Aslında erkeklere göre de değil!
Herkes stresli, yorgun ve uykusuz...
Haftada 60 saatin üstünde çalışmaya programlanmış bir insanın kendisini iyi hissedebilmesine imkan var mı?
Ağır sorumluluklar ve sağlıksız bağımlılıkların bileşiminin bedeli çok ağır. Yönetici arkadaşlarımın çoğu, iş ve özel hayat dengesinin bir ütopya olduğunu düşünüyor.
Başarının; para, güç ve zirveye ulaşmanın ötesinde, daha sağlıklı ve 'kendimizi daha iyi hissettiren' bir tanımlaması olmalı!
NOT : Sevgili okurlar; seminer faaliyetlerimi yeni Twitter hesabım @elvandemirkan'dan takip edebilirsiniz.
