Catherine Deneuve, Kathleen Turner ve Jeremy Irons'ın da aralarında olduğu sanatçılarla yemekte buluştuğumuzda; yanıma Jeremy Irons'ın 34 yıllık eşi ve yine tanınmış bir oyuncu olan Sinead Cusack oturdu. İlk kez Antalya'ya gelmiş ve hayran kalmıştı. Her yıl bir hafta İstanbul'a gelen ve öve öve bitiremeyen kardeşinden daha çok etkilenmişti ve bundan sonraki ilk seyahati İstanbul olacaktı.
67 yaşındaki oyuncuyla iki dostmuş gibi daldan dala atlayarak yaptığımız sohbet öyle güzeldi ki, son günlerde yaşadığımız üzücü olaydan birkaç saatliğine kopmanın mutluluğunu yaşadım.
Gündemdeki gelişmelerden onun da canı sıkılmıştı. Mültecilerin haline çok üzülüyordu. Putin'in Türkiye'ye karşı aldığı sert tutuma ise anlam veremiyordu.
Eski kocasından olan en büyük oğlu Richard Barrett'ın İngiltere'de sol kanatta politikayla uğraşan bir aktivist olmasından dolayı mutluydu. İki oğlu daha vardı. Max Irons da eşi ve kendisi gibi aktördü. Diğer oğlu Sam Irons ise fotoğraf sanatçısıydı. Telefonumu eline alıp Google'dan ikisinin de fotoğraflarını gösterdi. Oğlumun fotoğrafını görünce de ismini merak etti. "İsmi Ömer ve çok isteyerek koydum bu ismi" deyince de kendisinin hikayesini anlattı. Aslında isminin Jane olduğunu ve 11 yaşındayken kendi isteğiyle bunu Sinead olarak değiştirdiğini söyleyince şaşırdım. Telaffuzu daha zordu. "Neden?" diye sorunca, "Ben İrlandalı'yım ve Jane sıradan bir isim. Sinead, İrlanda'nın tüm karekteristik özelliklerine sahip" diye cevap verdi.
Deneuve, kendisini kozmetik çözümlere ne kadar yakın tutup güzelliğini korumuşsa, Sinead Cusack da bir o kadar uzak tutmuş; yüzündeki çizgilerin kendine kattığı güzellikle dikkatimi çekiyordu.
Kim bilir bir gün ben de çizgilere kayıtsız kalamayıp birçoklarının başvurduğu yola başvurabilirdim; botoks gibi. Ama Cusack hiçbir şey yapmamıştı, üstelik oyuncuydu. Dayanamayıp nedenini sordum. "Doğal olmayı daha çok seviyorum.
Biliyor musunuz, aslında herkes yüzünü yaptırdığı için benim yüzüm daha çok tercih edilmeye başlandı" diyor. Herkesin birbirine benzemesinden şikayet ettiğimden aslında hak vermiyor değilim ama yine de kararını çok cesur bulup onu kutluyorum. Başarılı bir oyuncu olmasının ötesinde, kocasının yanında görüntüsüyle mutlu, özgüvenli bir kadın görüyorum ve herkese örnek olmasını dileyip yemekten ayrılıyorum.