Dünya üzerindeki herhangi iki insanın, birbirine en fazla altı insan uzaklığında olduğunu iddia eden '6 Degrees of Seperation' teorisini bilmeyeniniz yoktur. İlk, 1929 yılında Macar yazar Frigyes Karinthys'in 'Zincirler' isimli kısa hikayesinde duyuldu ve ardından başta sosyoloji ve matematik alanlarında olmak üzere sayısız bilimsel araştırma ve makalenin konusu oldu. Bugün de günümüz sosyal ağlarının temelini oluşturuyor. 'Dünya küçük' söylemi de artık bayatladı, geçiniz. 'Mert konuyu nereye bağlayacaksın?' dediğinizi duyar gibiyim.
Geçtiğimiz günlerde Ana Beatriz Barros ile Ulus'taki bir mekanda beraberdik; telefonlar alındı, iletişim kuruldu.
Hatta Londra'ya gittiğimde haberleşip birlikte kahve içme sözümü bile aldım. Şimdi ben Londra'da onunla buluşsam; yakın arkadaşı Alessandra Ambrosio ile, ardından Jessica Alba, sonrasında Justin Timberlake ile tanışabilirim... Daha üç insan oldu değil mi? Geriye kalan diğer üç kişiyle de Hollywood'un göbeğine hop oturabilirim! Demek ki neymiş; sizinle, ulaşmak istediğiniz herhangi biri arasında en fazla altı kişi varmış! Önemli olan; onların hangi altı kişi olduğunu bulabilmeniz... 'Bu kalabalık dünyada yapayalnızım' deyip kendinizi soyutlamayın; eşinizin iş arkadaşının nikahında, uzun yıllardır görmediğiniz ilkokul arkadaşınıza rastlayabilirsiniz... İnsanlara soğuk ve mesafeli olmak yerine şöyle bir telefon rehberinize, Facebook arkadaşlarınıza göz gezdirin... Bu denk düşmelere fırsat sağlayın. Unutmayın; 'sosyal ağlar' mevzusu, 1950'lerden bugüne bilimsel olarak incelenmekte ve bugün hayalini kurduğunuz ne varsa ulaşmanız için imkan sağlamakta... Sadece harekete geçin ve iletişimin kıymetini bilin...
Elektrikli arabayla eve servis
Maçka'daki yenilikler bitmiyor. Evime birkaç adım mesafede açılan Alancha'dayız... Yemek kısmıyla ilgilenmiyorum çünkü yine spontane uğradığım mekanlardan biri olarak lezzetini ne övebilirim, ne de dövebilirim. Ancak kokteylleri Einstein'ın elinden çıkmış gibi; deneysel dediklerinden... Girişteki yüksek tabureli masaları, yeni bir trendin sinyalini veriyor; hoşuma gitti... Peki en çok neyini sevdim, söyleyeyim mi? Çıkışta elektrikli otomobillerle bizi evimize bıraktılar. Ha bu servisi sürekli uygulayabilirler mi bilinmez ama kapıdan çıktıktan sonra 'Ne haliniz varsa görün' diyen birçok işletmeye, hatta ukala vale hizmetlerine gol atacak bir uygulama; benden söylemesi...
Hem parti, hem alışveriş
Ahu Yağtu, bir süredir vintage ürünlerini mağaza yerine çeşitli mekanlarda düzenlediği partilerde satıyor. Zaten ben de alışveriş partileriyle ilk kez Ahu sayesinde tanışmıştım. 2009 yılından bugüne vintage, müzik, alışveriş üçgeninde geometrik danslar edip gardırobumuzu dolduruyoruz. Ah zaman ne çabuk geçiyor! Ahu Yağtu, o günden bugüne partilerine devam ediyor. Bu kez, Shop and Dance adını verdiği etkinliklerin Pera ayağındaydım. Delicatessen'de hem ayaküstü sohbete koyulduk, de hem teknolojinin bize ettiklerine veryansın ettik. İsterseniz Ahu'nun web sitesine tıklayın ya da bir sonraki etkinliği takibe alın. auvintage.com
Haftalık moda günlüğü
Haftalık moda dergisi Grazia Türkiye, yayın hayatına başladı. İlk kapak kızı Serenay Sarıkaya olunca partinin başrolünde de haliyle gözler onu aradı. O gelene kadar biz de, "Kıştan sıkıldım, yazı getirdim" diyen süper minili Eda Taşpınar'la ayaküstü sohbet ettik. Sonra Umut Eker'in Levi's davetinden çıkıp gelen Didem Soydan'ın bitmeyen enerjisine dolandık. Ceylan Çapa'nın kaküllü imajıyla şaşkınlığa uğrarken, Tuba Ünsal'ın Paris Moda Haftası'ndan apar topar Grazia partisine ışınlanmasına inanamadık! Popüler dünya insanlarının hızına akıl sır erdiremiyorsunuz, değil mi? Ben de öyle! Dijital dünyanın atağa kalktığı şu günlerde dergiciliğe, gazeteciliğe yenilik getiren, saygı duyan, üreten tüm medya çalışanlarına bravo!
