1- Paylaşılan fotoğrafların altına 'Hayat sana güzel! Aç var, açıkta var; paylaşma' diye yazan kullanıcılar; lafım size: Aç ve açıkta olanların, nasıl akıllı telefonu oluyor, meraktayım. Yemiyor, içmiyor, son parasını binlerce liralık telefona ve tablete yatırıyorsa, bu işte bir sorun vardır.
2- Sahte takipçi ve beğeni satın alıp kendini kandıran, 'Ben gurmeyim, fenomenim' havasına kapılanlar; hadi bizi kandırdınız ama bu kandırmacanın havasına kapılmanız ne olacak? Sahte çanta takıp gezmek kadar itici bir durum, söyleyeyim.
3- Bir kişiye sinirlenip yüzlerce takipçisine gider yapan arkadaş, yapma etme. Bize de yazık; sen birine afra tafra yapıp kafa atacaksın diye, biz sana katlanmak zorunda mıyız?
4- Filtre ile 42 bedenden 36 bedene inen kızımız, hiç mi sokağa çıkmıyorsun? Hiç mi o basenlerle arz-ı endam etmiyorsun? Ayıp oluyor ayıp!
5- Pahalı saatini, takını, yatını, katını, arabanı; kısaca malvarlığını gözümüze sokma lütfen. Biz senin vitrininle değil, ikliminle ilgileniyoruz, hâlâ anlamadın mı?
UFAK UFAK KEŞİFLER
Karaköy Bankalar Caddesi'ndeki eski Sümerbank binasının yerine geçtiğimiz yıl açılan Vault Hotel; terasında yer alan Kasa Roof Lounge sayesinde yeniden gündemimize taşındı. Teras sevdalılarına öneririm.
Teşvikiye Fırın Sokak'ta açılan MEG Cafe, henüz 20'lerindeki bir gence, Merve Güleç'e ait. Yeni nesil mutfağa girse ne çıkar merakındaysanız gidin. Orman kebabında, fırın yemeklerine, bol bol zeytinyağlıya kadar Merve usulü her lezzet tabağınızda.
Nişantaşı sokaklarında ellerinde Furoshiki tekniği ile paketlenmiş bohçasıyla gezen birçok mahalle sakini görüyorum. Bir tanesinin peşine düştüğümde kendimi Plus Kitchen'da buldum. Meğer mahalleye doğal yaşam kültürü gelmiş de benim haberim yokmuş. Atıştırmalıktan sandviçe, çorbadan mezeye her şey sığıyor bu bohçaya.
ÇEŞME-BODRUM'DAN KISA KISA...
Çeşme Fly-Inn'de bu hafta sonu açılan Lal Dedeoğlu'nun Bej'inde, Karaköy tiplemelerini bol bol göreceğiz. Cem Yılmaz da Bodrum'daki yazlığını bırakıp yakın arkadaşı Lal'in yanına bol bol gidecektir. Kahkaha dolu bir yaz bizi bekliyor Bej'de.
Melda Tuna'nın Bodrum projesi Edesia da Mavi Suites Türkbükü'nde... Restoran-bar olarak hizmet veren mekanın adı, Yunan mitolojisindeki yemek tanrıçasından geliyormuş. Bakalım bu kadar iddialı bir isme karşılık, Melda mutfakta neler yaratacak? Tadıp göreceğiz...
Nişantaşı'nın mahalle barlarından Abdi, Türkbükü'ne taşındı. Canlı müzik yapılan barı, plajı ve balıkçısıyla bu sezon uğranacak en samimi mekanların başında geliyor.
BU ARALAR BUNLARI SEVİYORUM
Nişantaşı sokaklarında el ele yürüyen Şükrü Özyıldız-Şükran Ovalı çiftinin yüzündeki tebessümü kıskanmadım desem yalan olur. Ünlü çiftlerin asık suratlarından ve egolu hallerinden sonra, bu ikilinin yaz tatillerinden aşk dolu fotoğraflarını manşetlerde bekliyorum.
Ayşe Hatun Önal'ın katıldığı davetlerdeki ve sahnedeki kostümleri 10 numara beş yıldız! Stil konusunda destek aldığı Hafize Çeliktürk, Ayşe'yi iyice parlattı. Ne de olsa starlık kurallarının başında geliyor bu stil işleri. t Mithatcan Özer'in Eylül'de çıkaracağı 10 şarkılık albümünün heyecanı bizi de sardı. Annesi Sezen Aksu'dan aldığı şarkıyı çok merak ediyorum. Stüdyoda yatıp kalkan Mithat'ı yakında basacağım!
YAŞA BE SEVİNÇ!
Son olarak bu yıl Contemporary İstanbul'da karşıma çıkan sanatçı Sevinç Yıldız, nam-ı diğer Sevincy'yi tanıdığım ilk yıllarda, Şişli Belediyesi'nin desteğiyle sanatını sokaklara taşıyordu. Dev cupcake ve makaronlar tasarlayıp Abdi İpekçi Caddesi'nde sergilemişti. O zamanlar 'Bu kız ne yapıyor?' diyorduk. Onunki, hayata tatlı bir bakış açısıydı aslında. Eserlerinin evrensel mutluluk verdiğine inanıyordu ve sokakta yürüyen insana huzur, tutku ve barış aşılıyordu. Defalarca derdini anlatmaya çalıştı Sevinç. Benim için gri bir gündü; Nişantaşı'nın arka sokaklarında yürüyordum. Yıllardır bir apartmanın önünde duran külüstür bir otomobil vardı. Kullanılmayan, unutulmuş, eskimiş, camları kırık, tekerlekleri patlak... Ne belediye, ne de bir mahalle sakini yüzüne bakıyordu. İşte o araç; Sevinç'in imzasıyla renklenmiş, sprey boyalarla boyanmış, gökkuşağı gibi parlıyordu. Bir an önünde durdum, kendi griliğime kızıp yola devam ettim. Sevinç'in bu hareketi sessizdi ama mesajını bu sefer aldım: Mutlu ol! Benim gibi üç-beş kişi daha fark etti belki. Doğru zaman şimdiymiş meğer; en işe yaramadığımızı düşündüğümüz anda, hayatımızı sprey boyalarla boyayıp renk katmak, değiştirmek bizim elimizde.
