Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERT VİDİNLİ

Kurumsal masaj kulağa hoş geliyor

Buradan şirket patronlarına sesleniyorum; çevremdeki birçok beyaz yakalının 'Ah keşke!' diyerek iç geçirdiği ufak bir rahatlama tekniğini hemen uygulamaya geçirmelisiniz. Çalışanlarınıza sürpriz yapın ve şirketinize bir masör alın... Neden mi; her şey bu filmi izleyince başladı... Robert De Niro'nun başrolünü oynadığı 'Stajyer' filminde dikkatimi çekmişti kurumsal masaj. Filmin geçtiği online moda şirketinde çalışanlara uygulanan masaj; plaza hayatı yaşayan, öğle yemeği yiyemeyecek kadar yoğun çalışan, saatlerce bilgisayarın karşısında iki büklüm oturan beyaz yakalalıların en mühim ihtiyacı bugünlerde.

Keyifli bir jest
Mesai saatleri içinde, kahve molası kadar kısa sürede, çalışma düzenini bozmadan uygulanabilir bu masaj. Bakın o zaman çalışanlar, fiziksel ve zihinsel olarak nasıl da rahatlıyor... Bu hizmeti veren birçok kurumsal masaj şirketi de var; haftada bir gün çalışanlarınıza keyifli bir jest yapabilirsiniz değil mi?

Sakal erkeğin makyajıdır!
Özlem Tekin'in sözleriyle alevlenen sakalsız erkek mevzusuna dokundurmadan edemeyeceğim. "Kesin şu sakalları!" diyen Özlem'e hak veren kadın sayısı hayli fazla. Ama 'Sakalsız erkek, karizmasız erkek' diyenler de çok. 'Bütün erkekler sakallı, hepsi birbirine benziyor' diyenler, suratı pür-i pak erkek istiyor. Sakal, erkeğin makyajı gibi aslında; ne kadar çirkin olursa olsun, bir erkek üç günlük sakallı halini muhafaza ettiğinde, en çekici haline bürünüyor. Fakat kirli sakal bırakacağım diye saçı sakalı birbirine karışmış bir erkeğin makyajı akmış sayılır! Erkek için sakal, bir özgürlük meselesi. 'Memur gibi mi gezeyim?' diyen çok insan var. Bir de bazı adamlar var ki, ne yaparsa yapsın yakışıyor be kardeşime. İşte onlar doğal yakışıklılar... Emirgan'daki La Boom'da karşılaştığım Kıvanç Tatlıtuğ, bu konuda birinci sırada. Kıvanç'ın sakalsız ve kısa saçlı halini görünce "Vay be arkadaş!" dedim. Sakalının, saçının uzunu, kısası, toplusu, dağınığı, 3 numarası bile seksi, havalı, karizmatik! Sen bozma bu halini Kıvanç; dinle Özlem'i, değiştir trendleri. Sakalsız erkekler geri dönsün geri...

Şimdi sırada Instagram reklamları!

Bugüne kadar Instagram'da birçok fenomen, takipçilerinin ilgisini çekebilecek reklam içerikli paylaşımlarda bulunarak para kazandı. Kimisi eline bir bakım ürünü aldı, kimisi de giydiği ayakkabıyı, içtiği diyet çayını takipçilerine önerdi. Bugüne kadar kimse rahatsız değildi; isteyen, reklam paylaşımı yapanları takip etmeyi bırakabiliyordu. Buradan kazanılan paralar Instagram'ın gözünü açmasına sebep olarak, reklam almaya başlamasına yol açtı. Artık Instagram'da takipçisi olmadığınız hesapların sponsorlu paylaşımlarıyla karşı karşıya kalıyorsunuz. En son, 'Kediciklerden inanılmaz şov: İzlemek için dokunun' başlıklı bir Instagram paylaşımına rastladım ve irkildim! Sarışın bir hatunun, Ankara gecelerindeki dans şovu, ekranımda dönüp duruyordu! İşte bu noktada delirmemek elde değil. İlgi alanlarımıza göre insanları takip ettiğimiz bu dijital dünyada, hiç alakadar olmadığımız hesaplar, nasıl oluyor da zorla bizim karşımıza çıkıyor, akıl sır erdiremedim. Tabii ki bu işten Instagram karlı çıkacak ve para kazanacak ama bunun da bir seviyesi ve sınırı var. Biz dijital dünya insanları, televizyon ve radyoda bitmek bilmeyen reklamlara maruz kaldığımızda, kanal zap'lamaktan yılmış bir gençliğiz. Şimdi aynı sıkıntı, kendi yarattığımız ve sınırlarını çizdiğimiz dünyada da yaşanacaksa vay halimize! Biz buralardan da kaçarız bu gidişle.

Gözünü para bürüyenler...
Yakında bazı ünlü isimler, selam vermek için bile para isteyecek! 1-7 Ekim Dünya Emzirme Haftası'ydı. Birçok ünlü isim, bu kapsamda annelik deneyimlerini ve emzirmenin faydalarını paylaştı. Gazetelerde emzirme bilinciyle ilgili mesajlar verdiler ve birçok annenin gözünü açtılar. Buraya kadar her şey normal. Bir de bu projelere dahil olmaları için teklif götürülen ünlü isimler var ki; onlar bu konuda poz vermek için para istemiş! Böyle bir sosyal sorumluluk hareketinin parçası olmak için para talep eden, gözünü para bürümüş isimlere şaşırıp kaldım! Hatta bir ünlümüz, 'Kucağıma iki bebek alıp emzirirsem bu kadar, tek bebek olursa şu kadar isterim' gibi pazarlıklara bile girmiş. Haydaa; bir anne nasıl bunu düşünür, nasıl bu kadar paraya aşıktır akıl sır erdiremiyorum. Unutmayın; emzirmek sadece süt vermek değildir. Anne ve bebek arasındaki en güçlü bağın, duygusallığın, sevginin oluşmasında atılan ilk adımdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA