Levent Kırca son dönemlerde bayağı bir popüler. Yaklaşık 20 yıl süren 'Olacak O Kadar' macerasında istisnasız herkesi ti'ye alıp ülke televizyonlarındaki mizahın ölçüt noktası olmuştu; son yıllarda yaptıklarıyla bizzat kendisi mizahın malzemesi olmaya başladı.
Şimdi de, söylediğine göre, Doğu Perinçek'in ısrarı üzerine Ulusal Kanal'ın başına geçiyor.
Üstelik orada yapacak çok işler varmış. 'Tantanaya hazır olun' mesajıdır bu...
HER ZEVKE UYGUN KONSEPT
Levent Kırca son dönemlerde aktif olarak rol aldığı her işi kurtardığı gibi, televizyonculuğu da kurtarmaya geliyor anlaşılan. Madem yeni bir yapılanma var; kanalın yeni yönetim anlayışına uygun birkaç program önerisi de ben yapayım.
Hem fena mı; bakarsınız ülke televizyonculuğuna bir katkımız olur...
'Mazlum Show': Standart bir stüdyo programı. Herkesi kucaklayıcı, nabza göre şerbetçi bir spiker ve saliseler içinde ruh halini değiştirebilecek, ağlarken birden göbek atmaya geçebilecek bir seyirci kitlesi şart. Mazlumlar sadece erkekler arasından seçilecek. Aile içi şiddet gören; karısından, sevgilisinden dayak yiyenler öncelikli olacak. Gelip hikayelerini anlatacaklar. Aralarından birinin sürekli stüdyoda olması sağlanacak, haftalar boyunca hiç gitmeyecek, zorla izleyicinin gözüne sokulacak ve bir halk kahramanı yapılacak. (Son röportajında zamanında sevgilisinden dayak yemesine rağmen elini kaldırmadığını söyleyen Levent Kırca'nın hoşuna gidecektir. İsterse bir yumrukta duvara yapıştırırmış ama yapmamış.)
'Evde Bekleyenin Var Mı?': Bir izdivaç programı ama tam da değil. Adaylardan biri stüdyoda, diğeri özel olarak hazırlanmış bir evde olacak. Evdeki aday kadınsa, Victoria's Secret modeli; erkekse, Biscolata erkeği gibi olacak.
Stüdyodaki talipliye eve gitmesini engelleyecek angarya görevler verilip ne kadar sabırlı olduğu test edilecek. (Sanatçılar Girişimi'nin düzenlediği gecede, kendi tabiriyle 'evde d...cek' biri olmasına rağmen sabırla konuşma sırasını bekleyen Levent Kırca'nın tav olacağı bir konsept.)
'Yok Artık Magazin Plus': Bir çeşit 'freak show'. 'Bu kadarı da olmaz' dediğiniz ne varsa; hepsi bu programda.
Ulu orta yerde iç çamaşırını değiştireni mi ararsınız, yolda yolakta tutamayıp altına kaçıranı mı... Üstelik sanatçıyım, farklıyım diye millete yedirme ihtimali de ver; kaçmaz. (Levent Kırca'nın son röportajında verdiği ayrıntılarla da örtüşüyor; kale içten fethedilmiş olunur.) Şaka gibi duruyor ama gerçek.
Hem bunları görsek ekranda, hangimiz şaşırırız? Ben şaşırmam; ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz derler ya...
Son dönemlerdeki performansına bakınca bunu görüyorum kendisinde...
