Son iki gündür hakkında o kadar çok şey yazıldı, söylendi ki; yeni bir şey anlatmak, Müslüm Gürses'in ne kadar 'güzel' bir adam olduğunu betimlemek için kullanılabilecek kelime kalmadı.
Müziğini seversiniz veya sevmezsiniz; duruşu, bakışı, hatta konuşması bile sizi rahatsız edebilir ama 'güzel' adam olduğundan bir saniye bile şüphe etmezsiniz.
Müslüm Gürses, 'büyüdükçe küçülen' adamlara en güzel örnekti.
Nasıl mı bu kadar emin konuşabiliyorum?
Bakın size ne anlatacağım...
Yıllar önce Çetin Çiftçioğlu 'Şakacı' programıyla ortalığı kasıp kavuruyordu.
Müslüm Gürses'i de, konuk olduğu Yasemin Bozkurt'un programında yakalamıştı.
Eline darbukasını alıp Seyfi adıyla, Gürses'in orkestrasındaki yerini almıştı.
Sözde; asıl darbukacının eşi doğum yapmış, o yüzden son anda Seyfi Abi bulunmuştu. Müslüm Gürses, aklına yatmasa da bu değişikliğe ses çıkarmamıştı.
Şarkıya girildi; Seyfi Abi kendi başına alakasız ritimler çalmaya başladı. Müslüm Gürses, 20 saniye kadar sabrettikten sonra şarkıyı durdurdu ve şöyle dedi: "Seyfi Abi, kontra oluyorsun; kontra olma!" Sonra şarkıya tekrar girdiler, sonra bir daha, sonra bir daha... Müslüm Gürses her defasında olayı alttan alıp nasıl çalması gerektiğini uygulamalı olarak gösterdi. Son kez başladıklarında yine olmadı ve bu sefer 'Şakacı' olayı abartıp "Ben de bir sanatçıyım ama bu kadar üzerime gelinmez ki!" diyerek stüdyoyu terk etmeye çalıştı.

ALTTAN ALMA SANATI
O sırada Müslüm Gürses araya girip "Seyfi Abi yanlış anlama, gel sen. Biz seni arada eritiriz; ayıp ettin!" dedi. Şaka boyunca üzerine o kadar gelinmesine rağmen, karşısındakinin kalbini kıracak bir söz söylemedi. Sonuçta bu ülkenin en önemli starlarından biriydi. "Bu ne rezalet!" deyip bırakıp gitse, kimse sesini çıkaramazdı.
Ama yapmadı; karşısındakinin kalbini kırmadan çözüm üretmeye çalıştı.
Dileyenler videoyu internetten bulup izleyebilir. Bugün ortada star diye gezenlere bunun onda biri yapılsaydı, o stüdyo ayağa kalkardı. Gürses bu yüzden 'güzel' adamdı işte. Bu yüzden, zamanla büyüyen hep insanlığı oldu; egosu değil.
Müziğine, o eşsiz yorumuna ilişkin sayfalarca yazı yazılır ama gerek yok.
Yukarıda anlattığım sahneyi gözünüzde canlandırın, yeter...
Nur içinde yat Müslüm Baba...