Çok tehlikeli bir adam tipi vardır... Buna örnek; benim için Can Tanrıyar'dır.
Beraber olduğu kadın sadece onun belirlediği çizgilerde yaşar, sadece onun istediklerini yaparsa kadındır.
O çizginin dışına taştığı anda; en derin sırlarını bile açığa çıkarmaktan, sözde hâlâ koruyup kollamak istiyor ayağına ipliğini pazara dökmekten çekinmeyecektir.
Hem kendini, hem o kadını rezil etme konusunda çok başarılıdır.

KAÇILASI ADAM
Ona göre; madem o kadın artık onu istemiyordur, o zaman ona "Oh olsun"dur!
Dedim ya; dinlenip dinlenip kaçılası adam türüdür.
Bu yüzden Petek Dinçöz'e, Can Tanrıyar'ın son açıklamalarından sonra "Allah sabır versin" diyeceğim ama işte para ve şöhret için şeytanla anlaşmaya girersen sonunda mutlaka bedelini ödüyorsun.
Sana kolaylıkla altın tepside sunulan o kazanımların elbet karşılığı isteniyor.
Neler demiyor ki Tanrıyar?
Aynı yastığa baş koyduğu kadınının silikon sırlarından, kaynanasının ona aşık olduğu ve bu yüzden aralarını bozduğu iddiasına kadar.
Ki bu ikincisi insanın midesini bulandırıyor.

UTANÇ VERİCİ
Gerçi hatırlıyorum; henüz ünlü olup da İzmir'den ayrılmadan, yani daha mankenliğe ilk adım atmaya çalıştığı yıllarda bile Petek Dinçöz'ün adı, annesi nedeniyle epey anılırdı. "Kadın kızına insanların içinde anne dedirtmiyormuş, abla dedirtiyormuş" gibi dedikodular bu anne-kızın üzerinde dolaşırdı.
Neyse uzatmayalım; bu anne-kız-damat üçlüsünün hikayesi giderek daha utanç verici hale geliyor.
Taraflardan biri, hırsına yenik düşüp hiç susmayan çenesiyle bu rezilliğe bir son verse keşke.