Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Kuzen var, 'kuzicim' var

Bu başlıklar atıldıkça, karşı taraf bu yazılanlara dayanamayıp sert tepki gösterdikçe; ünlüler ve magazin basını arasındaki kavga bitmez. (Yok, bu yazının başlığı değil; aşağıyı okuyun, anlayacaksınız.) Sadece dikkat çeksin diye; olur olmaz atılan manşetler; okur açısından da son derece itici oluyor ayrıca.
Ben gazeteciliğin, 'Konuşulmak, gündeme oturmak, lükse ve paraya doymak uğruna her yol mübahtır' diyen ağzı köpüklü tarafında değilim. Hiçbir zaman da olmadım.
Hırs, kavga, mücadele, yarış sözcükleri benim sözlüğümde sadece bir araya gelmiş, anlamsız harf öbekleri.

"VEFASIZ CEM"
Hayatın her alanında 'Azıcık aşım, kaygısız başım' mottosuyla yaşayıp "Uyku haricindeki her anı; mümkün mertebe makarayla geçireyim de, giderken yanıma kar kalsın" diyen bir insanım sonuçta.
O yüzden de dikkat çekmek uğruna, insan harcamayı anlamam mümkün değil.
Durduk yerde basın mensuplarına küfür eden, işaret çeken şöhretleri de anlayamam mesela ama bazılarının sinirine hak verebilirim.
Bakın şimdi; Cem Yılmaz ne kadar kızsa, surat assa, tepki gösterse haklı değil mi?
Adam imza gününe gitmiş, oraya da 16 yıldır görüşmediği kuzeni gelmiş.
Sarılmışlar, konuşmuşlar, kuzen heyecanlanmış, gözleri yaşarmış vs...
Peki bu haber nasıl yansıdı basına? 'Vefasız Cem!', 'Cem Yılmaz'ın akrabalarıyla görüşmediği ortaya çıktı', 'Kuzenini tanımadı'...
Bunları yazanların sülaleleriyle ilişkilerini merak ediyorum ben asıl.
Hepimiz hayat ağacımızın her yaprağı, dalıyla sarmaş dolaşız sanki.
Ben değilim mesela.
Genelde birbirine sarmaşık gibi dolanmış, çok iyi anlaşan, beraber çok eğlenen, kötü günlerde herhangi birimizin saçının bir teli için dünyayı ayağa kaldıran bir sülaleyiz biz.
Akrabalar konusunda çok şanslı sayarım kendimi.
Fakat bunun yanında; hiç sevmediğim, kanımın almadığı, yolda görsem tanımamazlıktan geleceğim, hatta geldiğim kandaşlarımın da var benim. Sayıları az ama sonuçta var.
Ya da sevip sevmeme konusunda tamamen nötr olduğum, gördüğümde beni rahatsız etmeyen ama hani 40 yıl görmesem aklıma gelmeyen sülale bireyleri.
Sanki sizde yok böyleleri!
Hep söylerim; kimseyi sadece kan bağımız var diye sevmek zorunda değiliz.
O sevgiyi, saygıyı hak edecek emeği karşılıklı göstermeliyiz ki sağlam bir ilişkimiz olsun. Sevgimiz gerçek olsun.
Önemli olan gen bağı değil; sevgi-saygı bağı. O da mesai harcamadan, çaba göstermeden, fedakarlıkta bulunmadan olmuyor işte.
Sonra 'Vefasız' falan diye atıp tutmak kolay öyle!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA