Yaşadığım yerde; Çeşme'de bir polis karakolu var.
Arada bir işimiz düşüyor, kapılarından içeri giriyoruz.
Tam adı; Ilıca Polis Merkezi Amirliği...
Buraya ne zaman gitsek, içeride sere serpe köpekler yatar.
Yavrular da olur bazen.
Böyle tombiş popolarını sallaya sallaya yaramazlık peşinde koşarlar.
Kuru mamaları, bakımları burada görevli polislerce yapılır.
Yazın sıcakta bunalmasınlar diye klimanın keyfini sürmelerine izin verilir.
Kışın da üşümesinler diye kendilerine kuytuda bir yer yapılır.
ONLAR DA POLİS
Bir yerde eziyet gören hayvan ihbarı yapıldığında ya da kışın bazı ruh hastaları tarafından sokak hayvanları zehirli etle teker teker öldürülmeye çalışıldığında; en az kasabanın hayvanseverleri kadar canla başla çalışır, yardıma koşarlar.
Hatta bu kış, elinde zehirli etle gezen bir manyağı bulmak için gece devriyesi bile koydular.
Şimdi onlar da polis; işte bu fotoğraftaki, gariban bir sokak köpeğine biber gazı sıkan da...
Ne diyelim ki şimdi biz buna?