Bir zamanlar Cosmopolitan dergisine yazdığım bir yazı için, dünya üzerindeki bence en başarılı büyük kedi fotoğrafçısı Süha Derbent'ten bir-iki tüyo almıştım.
Diyeceksiniz ki ne alaka?
Derbent'in çektiği bir erkek ve bir dişi aslanın fotoğrafı üzerine aklıma, insanlarla bir alakaları olabileceği gelmişti; işte onu sormuştum.
Evet, varmış.

O YAZIYI ÇOK ANIYORUM
Derbent bana, aslanlarla insanların aile ilişkileriyle ilgili gördüğü benzerlikleri aktarmıştı.
Bu ara o yazıyı çok anar oldum çünkü özellikle son dönemde, yaptıkları legal olmasa da artık kanıksadığımız ve normalleştirdiğimiz çok eşli adamlar türedi.
Kaç tane karıları varsa; göğüslerini gere gere yanlarında dolaştırıyorlar, hepsine ayrı ev açıyorlar, onları habire doğurtuyorlar ve geniş bir aslan sürüsü gibi bölgelerine yayıldıkça yayılıyorlar.
Yalnız aslan dünyasından hareketle, bu komün hayatın bazı sakıncalarını anlatmak isterim.
Evet, gerçekten de aslanlarla insanların çok enteresan ortak noktaları var ama bir tanesi hem acıklı, hem de insana kendi cinsini hatırlattığı için biraz da 'Oh olsun!' dedirtiyor.

DİŞİ ASLANIN İNTİKAM SAATİ
Şimdi efendim, bu ormanın kükremelere doyamayan kralı çok eşli oluyormuş ve birkaç ailesi bulunuyormuş ya...
Bu hurmaların sonradan bir de tırmalaması oluyormuş tabii...
Erkek aslanın dişleri dökülüp, yeleleri bir tutam kakule dönüşüp, tırnakları savanlar arasında kalıp artık onu Viagra bile kurtarmadığında, işte o zaman dişi aslanın intikam saati geliyormuş.
Artık ona ne yağmurlu havada su, ne but ziyafetinde bir parça kuru kemik!

İLAHİ ADALETE İNANMALI
Adeta 'Ne halin varsa gör!' deyip evinin direğini, otun topacın içinde çürüyüp gitmeye terkediyormuş. Üstelik gözünün önünde cıvır genç erkek aslanlarla cilveleşerek.
Eeee! İlahi adalete de inanmak lazım ve de dişinin intikam tekmesine...
Sert olur...
Ama tabii, o kadınlar birbirlerinden haberdar olup da hiçbir şey yokmuş gibi hayatlarına devam etmeseler, bu rezilliğe alet olmasalar çok daha şık olur.