Söz konusu röportajda Belçim Erdoğan alkışlık sözünden sonra bir de "Aa! Bak bu olmadı!" dedirtmiş; yaptığı işlerde, Yılmaz Erdoğan'la evli olmasının bir etkisi olmadığını söylemiş.
Allah çarpar!
Ben eşinin yerinde olsam bu söze fena halde içerlerdim.
Karşıdan görüneni söyleyeyim: Belçim ve Yılmaz çifti birbirleri için büyük şans!
Birbirini tamamlayan, besleyen, beraber üreterek parlayan ender çiftlerden.
Ve Yılmaz Erdoğan, tabii ki eşi Belçim'in en büyük desteği!

EŞİMİ OYNATIRIM
Ne var ki bunda?
Ben de BKM gibi bir yapım şirketinin sahibi olsam, ayrıca o şirkette yönetmen ve senarist olsam, kısacası patron olsam, patron... Eğer yetenekli olduğuna gerçekten inanıyorsam; eşimi başrolde de oynatırım, patroniçe de yaparım.
'Beyaz torpil' diyorum ben buna.
O işi hakkıyla başaracağına, gerçekten yetenekli olduğuna inanılan bir insansa, yakın olduğu kişilerin desteğiyle ilerlemesine kimse bir söz söyleyemez.
Ama o insanların da, bu nimete hiç değilse bir kuru teşekkür etmesi gerekir.

RÜYASINDA GÖRÜR
Belçim Erdoğan; sinemaya gönül vermiş, işini layıkıyla yapmaya özen gösteren, yedinci sanatı gerçekten ciddiye alan bir oyuncu olabilir ama kusura bakmasın, eşi Yılmaz Erdoğan yazıp yönetmeseydi 'Kelebeğin Rüyası'ndaki başrolü biraz rüyasında görürdü.
Çok daha genç ve yetenekli yeni oyuncular parlamaya hazır sırada beklerken... O da sırada bekliyor olabilirdi.
İnsan sadece kendisine verilen yeteneklere değil, bazen önüne çıkan şanslara da şükretmeli...