"Sulu şaka yapma evladım." "Suyla şaka olmaz çocuum."
Bu iki cümle, kafamda dönüp duruyor ve çok gülüyorum.
Tayland'ın Koh Samui adasındayız.
Dört bir yanda 'Mutlu Yıllar' yazıyor. Konuya hakimiyetimiz olmadığından "Bunlar da yılbaşında kalmış hâlâ" tadında dalgamızı geçiyoruz.
Meğer gerçekten burada 'Mutlu Yıllar'mış.
Songkran kısaca Tai ahalisinin yeni yılı; 13 Nisan'da Tayland'ın dört bir yanında su savaşlarıyla kutlanıyor. 'Nasıl acaba?' merakıyla internette araştırma yaptık ki; "Dikkat! Sudan hoşlanmıyorsanız, sokağa çıkmayın; alın filminizi, yiyeceklerinizi, evinizde oturun ağalar" diyorlar.
Hiç evde oturur muyuz?
Hemen hazırlıklara başladık.
En babasından su tabancaları, cep telefonları ve cüzdanları koymak için su geçirmez çantaları hazırladık.
Üzerimize de mayoyu, şortu, terliği çektik. Arabaya havluları, yedek kıyafetleri depoladık; düştük sokaklara.

HERKESİ ISLATIYORLAR
Durum şu; sana sırıtarak "Mutlu yıllar" diyen, tependen bir kova buzlu su döküyor.
Daha köşeyi dönmeden sırılsıklamsın.
Kaçışın yok!
Ya oyuna katılacaksın ya da evinden, otelinden burnunu çıkartmayacaksın.
Bu işe de en çok çocuklar seviniyor tabii. Bir tam gün, dört yanda oyun havası. Hepsinin yüzü gülüyor. Çığlıkları caddeleri inletiyor.
Genci, yaşlısı, kadını, çocuğu diyelim; dükkanların önüne ya da kamyonetlerin tepesine toplanmış, bir de su tankına hortum bağlamış, geleni geçeni ıslatıyorlar.
Kaldırımlara konuşlanıp müziği sonuna kadar açan Samui delikanlıları ise su tabancaları ve buzlu kovalarla yeni yılı kutluyorlar.
Magazin tabiriyle; çılgınca kendilerinden geçiyorlar.
Bir de surata sürülen renkli tozlar var tabii. 'Mutlu yıllar', hooop yüzün bembeyaz.
Peki, neden ıslatıyorlar birbirilerini? Çünkü geçen yılın kötülüklerinden, negatif enerjisiden ve hatalarından böyle arındıklarına inanıyorlar.
Songkran sabahı gençler, aile büyüklerine gidip bir yıl boyunca söyledikleri kötü sözler için özür diliyorlar.
Su gibi aziz oluyorlar.

BİZDE NASIL OL URDU?
Gördüğünüz gibi sayın okurlar; yeni yıla kimi dansözle giriyor, kimi suyla.
Burada durum böyleydi yani.
Eğlenceli miydi?
Laf aramızda çok eğlenceliydi.
Tabii insan düşünmeden edemiyor; ya bizde yeni yıl su şenlikleriyle kutlansaydı?
Gün sonunda kaç ölü, kaç yaralı, kaç kavga, kaç bıçaklama çıkardı?
Ooo yooo!
Evet tatilci hep bunu yapıyor.
Gittiği yerle, yaşadığı yeri kıyaslamadan duramıyor.
Negatifleri, pozitifleri kağıda yazıyor.
Neden?
Git tatilinin keyfini çıkart, ağız tadıyla şehrine dön ve devam et, öyle değil mi?
Yok!
Tatilci ille de sorgulamak istiyor, ille de toptan gittiği yere taşınsa nasıl olur hayalleri kuruyor, ille de kendi ülkesinin yaşam koşullarını masaya yatırıyor.
Kızıyor, 'ah' çekiyor.
Gelin görün ki; beş gün sonra evini, beyaz peynirini, demli çayını, sokağını, dostunu, yatağını özlüyor.
Anımızın tadını çıkartmayı ve car car car konuşan zihnimizi susturmayı ne zaman başaracağız acaba?