Beşiktaş-Antalyaspor maçının hakemi Mete Kalkavan, maça çıkarken kartlarını unutmuş.
Bazen hepimize oluyor; en gerekli, en unutulmaması gereken, en demirbaş unutuluyor.
İnsanın aklının havada olması böyle bir şey herhalde.
Kalkavan'ın kendisini unutmadığına mı dua etsek...
Hıncal'ım yani Hıncal Uluç haklı. Uzaktan yazı yazılmıyor. Yani uzaklarda yazı mis gibi yazılıyor, yazarın elleri coşuyor, kafası fazlalıklardan temizleniyor ama uzaktan köşe yazısı yazılmıyor.
Çünkü yaşadığın yerden uzaklaştığında, gözüne görünen değişiyor. İlgin azalıyor. Çoğu şey anlamını kaybediyor.
Aslında en doğrusu şu: Kaostan çıkınca can çekmiyor, can! Ama yazacaksın mecbuuuuur...

FUTBOL ARTIK GARİP
Az önce yazacaktım, araya 'yazmak-yazamamak' olayı girdi. Bence futbol güzel değil; çirkin. Eskiden güzeldi ama şimdi garip. İtiyor, yoruyor, güvensizlik saçıyor.
Bir takımın hocasının gencecik kızına küfür etmek de ne oluyor? Allah aşkına siz manyak mısınız kardeşim? Hasta mısınız? Böyle sevecekseniz sevmeyin futbolu.
Twitter'da Hayyam dizelerini paylaştığı için 'Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılamaktan' 10 ay hapis cezası alan Fazıl Say karar için; "Yurdum adına çok üzgünüm. Türkiye'deki ifade ve inanç özgürlüğü adına kaygı vericidir" demiş. Ben de müthiş bir üzüntü, endişe, korku, anlamsızlık ve kaybetmişlik içindeyim. Kimin umrunda ki?
Bangkok'ta kanal kenarında bir restorandayız.
Dört bir yanda müzik çalıyor, çok kalabalık. Songkran yani yeni yıl kutlamaları devam ediyor. Güzel ve isteyene romantik bir ortam. Yan masamdaki, 20'li yaşlarının başında olduklarını tahmin ettiğim çifte gözüm takılıyor.
Yemekleri önlerinde, içkileri bardakta, ikisi de güzel giyinmiş, ikisinin de eli ve gözü cep telefonlarında.
Kız kendi kendinin fotoğraflarını çekip sosyal medyaya yüklüyor; oğlan da Facebook, Twitter, mesaj peşinde...
Konuşmuyorlar, sadece aynı masada bulunuyorlar. Sosyal medyadaki pozlarını gören, onları pek eğlenceli ve mutlu bir çift zanneder herhalde. Al sana günümüzün ideal çifti! "Bugün sosyal medyada paylaşmak için nereye gidelim aşkııaaam?"
Ünlü kadınlarımızın kaç kilo verdiği haberleri hizmete girmiş. Bakalım en çok kiloyu kim vermiş. Daha önemli bir konumuz yok ya, ondan merak ediyorum canım.
Dünyanın bir ucunda bile olsam; nerede bir kedi görsem aklıma önce Beyoğlu, sonra Sezen Aksu'nun "Bir kedim bile yok anlıyor musun?"u söyleyişi geliyor. Ne yapıyorum? Ee gülümsüyorum.
Şehirlerin dokusu var anladık da daha da önemlisi şehirlerin kokusu var. O kokuyu ya içine çekmek istiyorsun ya da ağzından nefes alıp dayanmaya çalışıyorsun.
Dayanabildiğin kadar işte.

TEK KİŞİLİK 'SURVIVOR'
Modern bizler; telefonsuzken elsiz ayaksız gibiyiz. Halbuki şu telefonu fırlatıp atınca; elimizi ayağımızı, aklımızı, ruhumuzu geri alıyoruz. Ve fakat bununla (kendimizle) ne yapacağımızı bilemediğimiz için sinirleniyoruz.
Bence en tahammül edemediğimiz şey; kendimiz.
Belki de 'Survivor' yarışması tek kişiyle yapılmalı. Tek başına ıssız bir adaya düş bakalım; ne edeceksin, ne krizler geçirecek, nelerden geçeceksin.
Esaslı 'Survivor' budur yani.
Hadi bugünlük de bu kadar... Pazar görüşmek üzere.