Hafta sonu eklerinin moda sayfaları beni güldürüyor.
Yani kimse kusura bakmasın, 'Madem iyi biliyorsun, gel sen yap' tadında çıkışlarda bulunmasın. (Ki gaza gelirsem çok pis yaparım; gider en ucuzundan, en moda ne varsa bulur çıkarır, gönüllerin moda sultanı oluveririm)

DEVE TÜYÜ PALTO!
Gülmemek elde değil.
Tamam, moda editörü arkadaşlarımı da anlıyorum.
Moda; markalara bağlandığında ucuz bir şey değil.
Moda dünyasına kapılıp gidince, insan kendisini ikoncan da zannedebilir. En pahalı ürünü öneren, en iyi moda editörü sayılabilir.
Ona da tamam!
Tamam da ruhu Chanel kokan güzel kardeşim; biraz da yazdığın yere, hitap ettiğin kitleye baksan olmaz mı?
Sanırsınız gazetenin Beverly Hills baskısına yazıyorlar.
Geçen hafta sonu 'Sonbaharda dolabınızda olması gereken parçalar' kıvamında bir yazıya denk geldim; gözlerim yerinden fırladı!
Hani mutlaka almamız gereken parçalar neymiş biliyor musunuz?
Deve tüyü palto!
Ama üzülmemeliymişiz, çakması da varmış.
Celine'in timsah derili Tote Bag'i... Hani nereden baksan 10 bin lira. Ve bu kıvamda başka öneriler...
Peki, modayı takip ediyorsunuz, anladık. Bunlar en moda, onu da anladık da; Vogue'da çalışmıyorsunuz, özel blog'unuzda paşa gönlünüze göre yazmıyorsunuz ki!

Biraz daha ayağı yere basan öneriler verseniz, biz sizi bağrımıza bassak, pazar pazar 'Moda da benim neyime, vay anasını satayım!' diye diye bunalıma girmesek, bir heyecan ve coşku seliyle sayfanızı okusak olmaz mı?