Tamam anladık, tamam biliyoruz. Futbol yorum programlarının çoğu eğlence, reyting üzerine kurulu.
Yani bir yandan futbolu yorumluyorlar ama dikkat çektikleri, konuşuldukları, gündem yarattıkları şeyler dümdüz futbol üzerine yorumlar değil; saçmalıklar, uçukluklar, abukluklar. 'Kanamalı olur kanamasız olur' diyerek basur muhabbetleri mi dönmedi, kostümlü padişah mı olunmadı, hıyarlar muzlar mı çıkmadı, alınlardan mı öpülmedi, fırçalar mı çekilmedi.
Neler gördük neler.
Son komedi Fenerbahçe'nin Galatasaray'ı 1-0 yendiği maçın üstüne Ahmet Çakar'dan geldi.

NE KAFASI YAŞIYORLAR?
"İsterse beş, altı, yedi, sekiz kaç pozisyona girerse girsin, Galatasaray maçı kazanamazdı. Orası Şükrü Saraçoğlu Stadı değil, Perili Stadyum" diyerek eline aldığı A4 kağıda çizimler yaparak GS'li Burak'ın kaçırdığı pozisyonun büyülü olduğunu büyük bir inanç ve Sherlock Holmes edalarıyla anlatmalara doyamadı...
O gol girmediyse ancak büyüyle girmezmiş.
Stüdyonun ışıkları karartıldı hemen, fonda da korku filmi müziği...
Tövbe yarabbim.
Yok artık Ahmet Çakar! Yuh artık!
Milyonların izlediği programda böyle bir saçmalık, komedi olabilir mi? Bu, futbol yorumculuğu saçmalığında zirvedir, zirve!
Maçlar da fala, büyüye kaldı değil mi? Zaten her şeyimiz ya Allah'tan, ya kader kısmet ya da fal, büyü.
Bir türlü hayatımızın kontrolünü ele alamadık anasını satayım.
Bu abiler ne kafası yaşıyorlar Allah aşkına?