Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Kanuni'nin kılıcını biz ne zaman göreceğiz?

"Genelkurmay Başkanı'nın makam odasının girişi, minyatür bir askerî müzeyi andırıyordu. Orgeneral İlker Başbuğ'un makam odasının kapısının tam karşısındaki camekânlarda, Türk Tarihi'nin en büyük mareşallerinden olan Kanuni Sultan Süleyman'ın muharebe meydanlarında kullandığı kılıç ve Kanuni'nin sadrazamı Sokollu Mehmed Paşa'nın tombak miğferi bulunuyordu..." Fatih Altaylı ile birlikte Başbuğ'u makamında, yani Genelkurmay'da ziyaret eden Murat Bardakçı'ya ait bu satırlar... Habertürk'ün dünkü sürmanşetinde de Altaylı ve Bardakçı'nın Kanuni'nin kılıcını heyecan ve merakla incelerken, çekilmiş fotoğrafı yer alıyordu. Muhtemelen hayatını tarihe adamış Bardakçı da ilk kez görüyordu o kılıcı... Bu kılıcı, Sokullu'nun miğferini ve diğer paha biçilmez tarih hazinelerini başka kim gördü acaba? Genelkurmay'a işi düşen askeri yetkililer, Başbuğ ve kurmayları, bir de orada nöbet tutan askerler şöyle göz ucuyla bakıp geçiyorlardır, o kadar!

MÜZELER NE İÇİN VAR?
Peki, bizim o tarihi eserleri görme hakkımız yok mu? Neden bu paha biçilmez eserler, birkaç kişinin göreceği bir yerde saklanıyor! Sadece Genelkurmay'da değil, kamunun ve askeriyenin hizmetine verilmiş daha birçok binada tarihi eserlerimiz kimsenin görmemesi için saklanıyor. Haklısınız sevgili okurlar, boşuna söyleniyorum. Dün Sabah'ta Yıldız Sarayı'ndaki tarihi eserlerin hurdacıya satıldığı iddia ediliyordu. Kanuni'nin kılıcını, Sokollu Paşa'nın miğferini, Topkapı Sarayı'nın depolarında çürümeye terk edilen eserleri görmüyoruz, belki hiç görmeyeceğiz ama en azından hurdacıya satılmadığına şükredelim, değil mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA