Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

'Huzur Sokağı'nda fazlası var

Şule Yüksel Şenler'in 101 baskı yapan aynı adlı romanından uyarlanan atv'nin sürpriz dizisi 'Huzur Sokağı' basında ve sosyal medyada çok konuşuldu ama gerçek tartışmanın henüz başlamadığını düşünüyorum.
Herkes yine türbana takıldı, yazarlar da 'Huzur Sokağı'nı 'major kanalda ilk türbanlı dizi' olarak lanse etti.
Halbuki bu dizide çok daha fazlası var... Örneğin 'Huzur Sokağı' bugün dindar muhafazakarlığın nasıl zirveye ulaştığını anlamamız için bulunmaz bir rehber!
'Huzur Sokağı'nı Türkiye'deki İslam edebiyatında 'hidayet romanları' türünün başyapıtı kabul edenler var. Bu 'hidayete erme' edebiyatı Türk Sineması'nda da derin izler bırakmasına rağmen; solcu ve laik aydın kesimler tarafından 70'lerden bugüne kadar hep hor görüldü, küçümsendi!
Ancak bu roman türü; belli çevreler tarafından hor görüldükçe ve önemsenmedikçe, yükselişine inadına devam etti! Kendi kültürünü oluşturdu ve edebiyat cephesinde muhafazakar İslam'ın yükselişinde önemli rol üstlendi.

28 ŞUBAT'IN ÖNCESİ!
Yani bu dizide; türbanlılara yapılan baskıları, İslamcı kesime getirilen siyasi yasakları, medyanın bilinçli yaydığı 'şeriat geliyor' korkusunu ve 28 Şubat sürecinin temellerinin nasıl atıldığını dolaylı yoldan görebiliriz.
Evet, diziye esin kaynağı olan romanının öyküsü 1970 yılında, dizi ise şimdiki zamanda geçiyor.
Ancak toplumdaki çatışmalar, ideolojiler arasındaki kopuşlar hep aynı!
Kısacası 'Huzur Sokağı' dizisini türbanlıların rol aldığı klasik bir 'hidayete eriş' öyküsü olarak değerlendirmek hata olur. Bu dizi tüm baskılara rağmen, yükselen ve zirveye ulaşan muhafazakar Müslümanlar'ın temel motivasyonlarını sunuyor. Ve bu dizi ileriki bölümlerde daha da büyük yankı uyandıracak!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA