Dün gazeteden bir arkadaşım, "Doğum günümü Gezi Parkı'nda kutlayacağız, gelir misin?" dedi. Gezi Parkı duygusal evlenme tekliflerine de sahne oluyormuş.
Anlayacağınız Gezi Parkı'nda yeni bir hayat var...
Gezi Parkı hiç olmadığı kadar temiz ve güvenli. Kütüphanesi, marketi, reviri var... Yemek ve içecekler bedava. İnsanlar alışveriş yapıp aldıklarını Gezi Parkı'na bırakıyorlar. Gezi Parkı'nda devletin olmadığı bir hayat var.
Bir tarafta namaz kılanlar, bir tarafta içenler... 'Biji Apo' diye halay çekenler, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı atıp '10'uncu Yıl Marşı'nı okuyanlar...
Beşiktaşlısı, Galatasaraylısı, Fenerbahçelisi, ateisti, dincisi, Kemalisti, milliyetçisi, solcusu, sağcısı aklınıza gelebilecek herkes Gezi Parkı'nda.

SADECE ÖZGÜRLÜK!
İnançlara da saygı sonsuz... Miraç Kandili dolayısıyla eylemciler içki içmedi, kandil simidi dağıtıldı. 10 gün önce bu insanları bir araya bile getiremezdiniz! Bilgi Üniversitesi'nin Gezi Parkı'nda yaptığı ankete göre; eylemcilerin yüzde 70'i kendini hiç bir siyasi partiye yakın hissetmiyor, yüzde 14.7'si bu konuda kararsız. Bu anketin sonuçlarını ve Gezi Parkı'nda filizlenen hoşgörü ortamını iyi analiz edip değerlendirmek lazım.
Gerçek Gezi Parkı ruhu, otoriteye karşı. Amaç iktidarı devirmek değil; daha fazla özgürlük elde etmek, hayat tarzlarına karşı saygı ortamı oluşturmak.
Gezi Parkı ruhu, aslında bütün siyasi partilere balans ayarı yapıyor...
Protestolara katılanlar en çok "Özgürlükçü" nitelemesinin kendilerini tanımlarken geçerli olduğunu düşünüyor.
Gerçek açılımı Gezi Parkı yapıyor! Oradan daha özgür ve hoşgörülü yeni bir Türkiye doğacak.