Pazartesi biraz yazmıştım, bugün Rio izlenimlerime noktayı koyalım...
Rio'lular sigara içmiyor, içenleri de sevmiyor. Üstü tenteyle kapalı, sağı solu açık kafelerde bile sigara yasak.
Rehberimiz, seyahatimiz boyunca hep Brezilyalılar'ın rahatlarına düşkünlüklerinden bahsetti ve şu örneği verdi: "Burada bir şeyi yaptırmak büyük mesele. Geçenlerde eve klima taktırdım. Klimayı dört kişi iki günde takabildi."
Az kazanan da yarını düşünmeden yaşıyor Brezilya'da. Sulukule yaşam tarzının zirvesi Rio olsa gerek!
Spora çok düşkünler. Futbol, plaj voleybolu ve sörfün dışında koşuya da çok meraklılar. Sporu günlük yaşamın bir parçası olarak görüyorlar.
FAVELALAR...
Hayvanlar yemle değil doğal ortamda beslendikleri için Brezilya'da etler çok lezzetli ve ucuz. Barbekü restoranlarında yediğiniz eti, burada Nusr-Et'te yeseniz; üç aylık maaşınızı kaptırırsınız.
Rio'da üç farklı dünya var. Favelalar'daki yaşamla orta sınıf arasında bile büyük bir uçurum var. Bu iki grup, üst sınıfla karşılaştırıldığında ise fark daha da artıyor. Ama asıl ilginç olan; en fakirle en zenginin aynı semte yaşaması.
Bir Favela mahallesinden sadece 100 metre ötede helikopter pistli bir malikane görmek mümkün. Tabii arada duvarlar, dikenli teller, güvenlikçiler var...
Favelalar'da yaşayıp yasa dışı işler yapanlar telefon ve bilgisayar kullanmıyor. Fişeklerle ve balkonlara astıkları bayraklarla şifreli haberleşiyorlar. Örneğin 'beyaz' dumanlı fişek 'Uyuşturucu hazır; gelin, alın', kırmızı fişek 'Polis geliyor' anlamına geliyor.