İstanbul'daki Boat Show tekne fuarında Kavrayış Ailesi'nin, 13 yaşındaki çocukları Kaan'a 100 bin Euro'luk tekne alması ve küçük çocuğun yaptığı açıklama sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.
Kanal D muhabir Özay Erad'ın "Bu tekne rüyalarına giriyor muydu?" sorusuna Kaan "Hem de ne.." dedi ve ağlamaya başladı. Erad "Bu kadar çok mu istiyordun?" diye sordu, Kaan da "Evet, anlayamazsınız... Motorun çıkarttığı o dalga, köpükler..." dedi ve hüngür hüngür ağladı.
Kaan'ın ileride iyi bir denizci olacağı kesin...
Elbette sosyal medyanın meseleye yaklaşımı farklıydı: 'Tabii anlayamam, ben oğluma daha bisiklet bile alamıyorum!', 'Fakirliğimi yüzümüze vuran hediye.', 'Ben 80 liraya mont aldım vicdan azabı çekiyorum.'

BİSİKLET HIRSIZLARI!
Elbette küçük bir çocuğun üzerinden fakir edebiyatı yapmak saçma.
Ailenin parası var ki tekne almışlar. Kaan'ı, büyük tutku duyduğu denizcilik konusunda teşvik etmek istemişler. Aile orta sınıf mensubu olsa, tekne değil ama belki bir kayık alacaklardı.
Ama bu haberden yola çıkarak sistem eleştirisi yapmak mümkün...
Evet, bazıları çok zengin. Çocuğuna ada satın alan bile var! Daha önce de yazdım: Oxfam'ın yaptığı araştırmaya göre dünyadaki en zengin 85 kişinin serveti, en fakir 3.5 milyar insanın toplam mal varlığına denk geliyor.
Dünya nüfusu yaklaşık 7 milyar olduğuna göre, 85 kişinin toplam mal varlığı dünya nüfusunun yarısına bedel...
Adaletin bu mu dünya? Evet, bu!
Kaan'ın videosunu izlerken 'Bisiklet Hırsızları' filmi geldi aklıma.
İşsiz baba her şeyini satıp bir bisiklet alır ve duvarlara afiş yapıştırarak para kazanmaya çalışır. Baba için bisiklet her şeyidir, bisiklet olmazsa aç kalacaklardır. Ama o bisiklet çalınır. Babanın başkasının bisikletini çalmaktan başka yapacak bir şeyi yoktur. Çalar ve yakalanır. Çaresiz baba oğlunun gözleri önünde dayak yer, rezil olur. Ama çocuk için babası kahramandır; onu kurtarmaya çalışır, sarılır. Finalde baba-oğul el ele tutuşup yürürler, boğazınız düğümlenir...
Keşke hayat adil olsa!