"Sosyolog olmama rağmen 4C'li personelin emrinde çalıştırılıp unvanım yerine 'sosyolog' değil anketör yazılmaktaydı."
"Kurumda 'Buna bey demeyin, psikolojisi bozulur gider' şeklinde çalışanlara baskı yapıldı."
"Bölge müdürü takım çalışmalarında beni takım dışında tutmak suretiyle psikolojik baskıya maruz bıraktı."
"Göreve başladığım gün bölge müdürü Mehmet Tolon, her toplantıda 'Ben bölgeye bayan sosyolog bekliyordum, gele gele Allah'ın göbekli Diyarbakırlı'sı geldi' dedi."
Kars'ta geçen hafta aralarında TÜİK Bölge Müdürü'nün de olduğu altı kişiyi öldürdükten sonra intihar eden sosyolog Veysi Erim'in açıklamaları bunlar.
Erim'in cinnet geçirmeden çok önce 8 Ekim 2013 tarihinde bir idari soruşturmada müfettişlere verdiği yazılı ifadede, ayrımcılığa maruz kaldığını belirttiği ortaya çıktı.

BİLİNÇLENMELİYİZ
Elbette ayrımcılığa maruz kalmak altı kişi öldürmeye gerekçe olamaz fakat bu ifadeler doğruysa, ortada mobbing suçunun vesile olduğu bir katliam var. 'Ben bölgeye bayan sosyolog bekliyordum, gele gele Allah'ın göbekli Diyarbakırlı'sı geldi' ifadesi doğruysa eğer, bu çok ağır bir hakaret.
Mobbing bizde yeni yeni öğrenilen bir kavram ama hayatın her alanında yoğun bir şekilde kendini hissettiriyor. Birçok kurumda çalışanlar, üstlerinin duygusal ve psikolojik tacizine maruz kalıyor. Aile içinde de mobbing var; mobbing her yerde ve birçok insan mobbing mağduru. Toplum mobbing konusunda daha çok bilinçlendirilmeli. Saçma sapan mevzular için kamu spotu çekene kadar, mobbing konusu daha çok gündeme getirilmeli.