Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Kürt filmi diye mi kabul etmediler?

Hüseyin Karabey'in Kürt kültürünün önemli bir parçası olan dengbejlere (Kürt ozanlar) saygı duruşunda bulunduğu 'Were Dengê Min-Sesime Gel' filmi, en önemli sinema festivallerinden Berlinale'ye seçildi. Fakat film, bu yıl 15-21 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek Adana Altın Koza Film Festivali'nin yarışma bölümüne kabul edilmedi.
Karabey, 'Sesime Gel'i; geçen yıl festivale yetişmediği için, Altın Koza Dünya Sineması Sorumlusu Ahmet Boyacıoğlu'nun onayıyla festivalden çektiğini açıkladı.
Karabey, geçen yıl başvuru yaptığı gerekçesiyle filminin bu yıl festivalde değerlendirmeye alınmadığını belirtti ve şu önemli ayrıntıyı dile getirdi:
"Durumu düzeltmek için defalarca aradığım festivalin genel koordinatörü Kadir Beycioğlu'nun, yaşananları bildiği halde hiçbir sorumluluk ve inisiyatif almaması çok düşündürücüdür. Bu yaşananları kamuoyunun takdirine bırakıyoruz."
Erol Mintaş'ın 'Annemin Şarkısı' filmi ise; yaşadıkları köyden mecburen İstanbul'a göçen bir anne-oğulun, Tarlabaşı semtinden kentsel dönüşüm projesiyle ayrılmak zorunda kalışlarını anlatıyor. Bu film de Kürt halkının yaşadığı sorunları dile getiriyor. 'Annemin Şarkısı'; Saraybosna Film Festivali'nin ana ödülü olan 'Saraybosna'nın Kalbi'ne layık görüldü ama bu film de Altın Koza Film Festivali'ne katılamıyor. Çünkü festivale katılma başvurusunu birkaç günle kaçırdı.
Normalde bu tarz talihsiz durumlarda festival yönetimi durumu idare eder ve filmi yarışmaya sokar ama bu kez böyle bir güzellik yapmamışlar.

AYRIMCILIK MI VAR?
Geçtiğimiz yıl 'Bir Varmış Bir Yokmuş', Altın Koza Film Festivali'ne kabul edilmeyince yönetmen Kazım Öz, filminin ön jüri tarafından beğenildiği halde son anda yarışmadan çıkarıldığını ve festivalin Kürt filmlerine sansür uyguladığını iddia etmişti.
Bu üç filmin de ortak yönü; Kürt kültürüne, sorunlarına odaklanması ve Altın Koza tarafından reddedilmesi.
Kürt filmlerine sansür uygulandığını iddia edenler, bu durumu Adana Büyükşehir Belediyesi'nin MHP'li olmasına bağlıyor.
Yılmaz Güney'le özdeşleşmiş bir festival olan Altın Koza'nın, Kürt filmlerine karşı ayrımcılık yaptığını söylemek ortalığı karıştıracak bir iddia.
Aynı festival, iki sene önce Kürtler'in yaşadığı sorunları perdeye taşıyan 'Babamın Sesi' filmine 'En İyi Film' ödülünü vermişti. O yıl Zeki Demirkubuz'un 'Yeraltı' filmi favoriydi. Eleştirmenlere göre de 'Babamın Sesi'nden çok daha iyi bir filmdi. Sinema sektöründe, Kürt filmi olduğu için 'Babamın Sesi' filmine, pozitif ayrımcılık yapıldığı konuşuluyordu.
Şimdi ise bir yıl içersinde Kürt kültürü ve sorunlarına odaklanan üç filmin, sudan sebeplerle festivale kabul edilmemesini tartışıyoruz. Kafanız karıştı değil mi?
Altın Koza yetkililerinden detaylı bir açıklama gelir herhalde…

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA