Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Kılıbık erkek tecavüz eder mi, öldürür mü?

Sadece anlamsız klişe cümleler kurup beyin hücrelerimizi yavaşlatan o kadar çok kadın oyuncu var ki, Nurgül Yeşilçay konuştukça değeri daha da artıyor.
Bakın Yeşilçay, InStyle dergisine verdiği röportajda yine ezberbozan bir açıklamada bulunmuş:
"Doğuştan şanslı olduğuna inandırılan erkek çocuklarımıza, erkek değil insan olmayı öğretmemiz lazım her şeyden önce. Ben Nejat'a (oğlu), kadına saygıyı, sevmenin sahip olmak değil, değer vermek olduğunu öğretmeye çalışıyorum. Öyle kuru kuruya sevmek de olmaz. Üzmemek için çaba harcayacaksın. Toplumun tersine; taş fırın erkekliğinin kötü, kılıbıklığın ise iyi olduğunu öğretiyorum..."

ŞİMDİKİ BABALAR...
Vallahi kılıbık erkeği kadınlar da sevmez, en azından aşık olmazlar! Yeşilçay kılıbık derken; oğlunu modern, anlayışlı, kibar bir erkek olarak yetiştirmeye çalıştığını anlatmaya çalışıyordu herhalde. Belki de o, oğlunun gerçekten kılıbık olmasını isteyecek kadar marjinal bir feminist.
Elbette bu 'kılıbık' açılımından ne anladığınız, biraz da meseleye nereden baktığınızla alakalı. 'Kılıbık erkek kadını dövmez, tecavüz etmez, öldürmez, yakmaz' desem, yeni bir tartışma başlar mı acaba?
Hadi tartışmayı daha da derinleştirelim: Kadınlara tecavüz eden, taşla başlarını ezen cani erkekleri de anneleri yetiştirdi değil mi?
Elbette bir çocuğun gelişiminde baba, okul, çevre, ekonomik şartlar gibi birçok etken rol oynuyor. Ancak 80'ler ve öncesinde çocukların annelerinin yanında daha çok zaman harcadığını, ilk eğitimlerini onlardan aldığını söylemek mümkün. Şimdiki gibi alt değiştiren, çocuklarını parka, tiyatroya, etkinliğe, spora götüren babalar yoktu ya da azınlıktaydı.
Babalar hep çalışır, sonra da kahveye giderdi. Babalar, oğullarını gördükleri kısıtlı zamanlarda da 'Erkekler ağlamaz', 'Karı gibi gülme, yürüme, sakız çiğneme' der dururlardı.

ERKEK EVRİM GEÇİRMELİ
Elbette faturayı annelere çıkaracak değilim. Ama eskiden oğlunu karşısına alıp, Yeşilçay gibi 'Öyle kuru kuru sevmek olmaz, üzmemek için çaba harcayacaksın' deyip sevmeyi, aşık olmayı öğreten kaç anne vardı ki... Şimdi bile, oğluna bir kadına değer vermeyi öğreten anne sayısı azdır.
Kadına şiddet, çok katmanlı bir sorun. Öyle sosyetenin katıldığı sosyal sorumluluk projeleri, medya kampanyalarıyla çözülmez bu sorun. Cezaların artırılması önemli ama yetmez.
Bu sorunu çözmek için Türk erkeğinin evrim geçirmesi gerekiyor. En başa, aile eğitimine kadar dönmemiz gerekiyor. Nurgül Yeşilçay'ın yaptığı gibi, erkek çocuklarına önce erkek adam değil, insan olmayı öğretmekle başlamamız lazım.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA