Bazen ünlü bir ismin ölümü kendisinden daha ünlü birinin ölümüne ya da olağanüstü bir gündeme denk geliyor. Elbette ölüm bu, kimseyi beklemez ama Erol Simavi'nin vefatının seçime denk gelmesi talihsizlik, özellikle de gençler için. Çünkü Türkiye'de önemli insanlar ne yazık ki, öldükten sonra hatırlanıyorlar. Onları tanımayan gençler de vefatından sonra çıkan yazılarla, haberlerle bu önemli isimleri tanıma ya da merak etme fırsatı buluyor. Baksanıza, Hürriyet bile eski patronunun ölümünü ilk gün birinci sayfadan veremedi! Türk yazılı basınına damgasını vuran, bugünkü halini almasında önemli rol üstlenen, çalışanına hep cömert davranan, renkli yaşamıyla dikkat çeken ve bazı tercihleriyle siyasette de etkisi olan Erol Simavi'nin hayatı filmlere, belgesellere, romanlara konu olacak cinstendi. Evet, Simavi, Türkiye'den uzakta kalmayı kendisi tercih etti ama Türk medyasının onu hem yaşarken, hem de ölümünden sonra unutmasının da vefasızlıktan başka bir izahı yok.