Geçtiğimiz hafta Manisa 19 Mayıs Stadı'nda, Göztepe ile 1461 Trabzon arasında oynanan maçın en ilginç karesi; rakip takıma ayrılan bölümde maçı tek başına izleyen Trabzon taraftarıydı.
Bu durum Göztepeli taraftarların da ilgisini çekmiş. Serkan Aydın adlı Trabzonlu taraftar lehine tezahürat yapmışlar, kendi kumanyalarından yemek verip Göztepe forması hediye etmişler bu tek seyirciye. İşte futbolun güzelliği bu. Türkiye'de taraftar olgusunun her geçen gün erozyona uğradığı bir dönemde, Serkan Aydın taraftarın hasıdır. Ancak bu kare; Passolig, tribün kapatma cezaları, futbol terörü, deplasman yasağı derken taraftarlığın düştüğü durumun acıklı bir tablosudur.
Göztepe-1461 Trabzon arasında oynanan 1. Lig maçıydı ama Süper Lig'de de buna benzer tablolar yaşıyoruz.
Defalarca yazdık; 'Aaa bugün Kayseri'de Fenerbahçe'nin ya da Galatasaray'ın maçı var, hadi gidelim' diyecek bir taraftarın tek bir maç için Passolig kartı almak zorunda kalması, sistemin en büyük handikapıdır.

KAN KAYBEDİYOR
Ben Londra'ya, Paris'e gittiğimde nasıl tek seferliğine paramı ödeyip maç izleyebiliyorsam, bu Türkiye'de de böyle olmalıdır. Madem Passolig'den vazgeçilmiyor, bari insanların arada tek maçlık bilet alabileceği bir uygulamayı hayata geçirin. Bugün sadece üç büyüklerin tribünleri dolu. Bu sezon birçok yıldız oyuncu transferi yapıldı ama Anadolu'da Robin Van Persie'yi, Mario Gomez'i izlemeye giden yok.
Eto'o harikalar yaratıyor ama Antalyalılar bile onu izlemeye gitmiyor.
Kasımpaşa, Başakşehir iyi futbol oynuyor ama tribünleri bomboş.
İstanbul'un göbeğinde, Beyoğlu'nda oynanan Kasımpaşa-Galatasaray maçını bile 4 bin kişi izliyor.
Türkiye'de futbol taraftarlığı hızla kan kaybediyor. İnsanların dilediği maça gitmesi, seyahat özgürlüğü gibi bir şeydir; bunu engelleyemezsiniz.
Taraftarlık; sosyal bir olgudur, bir yaşam biçimidir. Bu kitleyi maç izlemek için kahve ve bar köşelerine tıkmanın sosyolojik ve toplumsal zararları ileride kendini gösterecektir.