Bir NBA maçı... Devre arasında Golden State Warriors oyuncuları soyunma odasına gidiyor. Küçük bir çocuk, yıldız basketbolcu Andre Iguodala'ya elini uzatıyor. Iguodala da çocuğun eline çakıyor. Ve çocuk, o eli bir daha hiç yıkamıyor, diş ipliğini tek elle kullanıyor, tek elle banyo yapıyor, tek elle yemek yiyor, tek elle basketbol oynuyor vs.
Çocuk hafta sonu yine maça gidiyor, elini havada tutuyor, yanındaki çocuğa bakıyor, onun iki elli havada.
Iguodala maçta nefis bir smaç atıyor ve çocuklar sevinçten çığlık atıp el ele tutuşuyorlar. Sonra ekrana NBA logosu çıkıyor, 'This is why we play' (işte bu yüzden bu oyunu oynuyoruz) diye de çevirebileceğimiz yazı beliriyor.
Adamlaryapıyor.com'da izledim bu video'yu, izleyici ile NBA markası arasında müthiş bir bağ kuran bir reklamdı bu; hem naif, hem duygusal.
NBA'in dünyanın en büyük birkaç spor organizasyonundan biri olmasında izleyiciyle kurduğu duygusal bağın da etkisi var.
Bizim yayıncı kuruluşlarda, spor takımlarına sponsor olan markalarda hiç bu tarz zekice ve duygusal reklamlar, tanıtımlar göremiyoruz.
Reklamcılar basit, yüzeysel işlerle sponsor markaları, yayıncı kuruluşları kandırıyor. Özellikle yayıncı kuruluşlar ise izleyici ile duygusal bağ kuramıyor. Bu video'yu izleyin, mesele daha iyi anlaşılır: https://www.youtube.com/ watch?