Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN CELAL GÜZEL

Erdoğan'ın BM'de tarihî konuşması

Başbakan Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda gerçekten tarihî bir konuşma yaptı. BM'de 'yeniden yapılanma' gereğinden bahseden Başbakan Erdoğan, dünyaya şöyle seslendi: 'Açıkça söylemek zorundayım ki, Birleşmiş Milletler bugün insanlığın umutlarını, geleceğini tehdit eden korkulara galip kılacak bir liderlik sergileyemiyor...'
Sadece kendi ülkesinden ve bölgesinden değil, bir 'küresel aktör' olarak dünyadaki kritik meselelerden söz eden Erdoğan, karizması, kürsüdeki rahatlığı, konulara hâkimiyeti ve verdiği evrensel mesajlarıyla dikkati çekiyordu. Dünya kamuoyu, 'Vizyonunuzu yenilemeniz şart' diye haykıran Türkiye Başbakanı'nın bu cihanşümûl çağrısına bigâne kalmamalıdır.

***
BM Genel Kurulu'nun ilk toplantısını gerçekleştirdiği 10 Ocak 1946'dan bu yana geçen 70 küsur yıldan beri yükselen bu gerçekçi sesi, dünyadaki siyasî sorumluluğa sahip herkes dikkatle dinlemeli ve değerlendirmelidir.
1919'da İsviçre'de, 'Cemiyet- i Akvam' (Milletler Cemiyeti) adıyla kurulduğu devreyi de değerlendirirsek, BM'nin bir asra yaklaşan bir zaman diliminde, kendisine bağlanan ümitleri genellikle karşılayamadığını ve insanlık âlemini büyük bir sukût-u hayâle uğrattığını söyleyebiliriz. Her şeyden önce, BM, esas vazifesi olan 'barışı koruma'yı sağlayamamıştır.
BM'nin sözümona 'Barış Gücü'nün ne kadar taraflı davrandığı; özellikle ırk ve din ayırımı yaptığı bilinen bir gerçektir. 1995 yılında Bosna'daki 'barış gücü'nün nasıl bir 'Sırp ve Hırvat gücü' gibi çalıştığını bizzat müşahede etmiştim. 'Srebrenitsa Soykırımı', BM Barış Gücü desteğiyle yapılmıştır.
Aynı şekilde, BM, başta Güvenlik Konseyi olmak üzere çeşitli organlarıyla âdil olmamış ve 'bütün üyelerinin egemen ve eşit olduğu ilkesi'ni ihlâl etmiştir. Bizce, Başbakan Erdoğan'ın en önemli mesajı, BM'nin belli ülkelerin çıkarları ve vesayeti istikametinde değil, bütün insanlığı korumayı esas almak üzere yeniden yapılanmak zorunda olduğunu belirtmesidir.
***
Gerçekten de 2. Dünya Savaşı sonrasının izlerini taşıyan BM'de, ABD, İngiltere ve Fransa vesayeti vardır. Güvenlik Konseyi'nin 'veto yetkisi'ne sahip 5 'daimî üyesi'nden dördü, 2. Dünya Savaşı'nın galipleridir. Diğer taraftan, artık 2001'de bloklara ayrılmış dünyadaki 'Soğuk Savaş' da geride kalmıştır.
Günümüz dünyasında, artık süper güç SSCB yoktur; Büyük Britanya, hele Fransa'nın da yüzyıl önceki durumları söz konusu değildir. Savaş mağlûpları Almanya ve Japonya, BM Güvenlik Konseyi'ndeki daimî üyelerden geri durumda olmadığı gibi; Çin'e ilâve olarak Hindistan, Brezilya gibi yeni küresel aktörler çıkmıştır.
Bu arada, 300 milyonluk Türk Dünyası'nın ve 1,5 milyarlık İslâm Dünyası'nın tabiî lideri konumundaki Türkiye'nin dünya çapındaki etkinliğini görmemek elde değildir.
Ayrıca, BM Güvenlik Konseyi'nin, Müslüman ülkelerden tek üyesinin olmadığı dikkati çekmektedir.
Bu durumda, BM'nin çok sayıda Genel Kurul kararının ABD'yi kontrol altında tutan İsrail tarafından uygulanmamasını anlamak zor olmayacaktır.
***
Şu hususun altını çizelim ki, 'Yeni Dünya Düzeni', ancak âdil bir şekilde yeniden yapılanmış bir 'Birleşmiş Milletler' ile mümkün olabilecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA