Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HALİT YEREBAKAN

Tek bir meyvede hem güzellik hem sağlık

Yüksek tansiyondan depresyona, kısırlıktan kansere kadar pek çok hastalıktan koruyan domatesi istediğiniz kadar tüketebilirsiniz. İşte domatesin faydaları...

Sizce neden aslında bir meyve olan domatese, sebze diyoruz? Bunun cevabını almak için bundan çok öncesine, 1887 senesine gitmek gerekir. Amerika Birleşik Devletleri, 1880'li yılların sonlarında meyve ve sebzelerin vergi oranlarını belirlemek için bir çalışma başlatmışlar ve sebze sınıfındaki besin maddelerine yüzde 10 oranında vergi yüklerken, meyveleri bundan muaf tutmaya karar vermişler. Sıra domatese geldiğinde kararsız kalan görevliler, hem çiğ olarak, hem de pişirilerek tüketilebilmesi sebebiyle domatesin sebze olduğuna karar vermişler. Uzman botanikçiler ise olgunlaşması sırasında diğer meyveler gibi önce çiçek açtığından, domatesin aslında meyve olduğunu söylüyorlar. Domatesin oldukça uzun yıllara dayanan bir geçmişi var. Domatesin mucizevi faydalarını keşfettiğimiz bugünlere gelmek çok da kolay olmamış. Bundan yaklaşık 200 yıl kadar önce bazı kültürlerde domates, zehirli sanılarak uzak durulan bir meyveymiş. Domatesin patlıcangillerden oluşu, onunla henüz karşılaşan dönem insanlarını korkutarak, tedbirli davranmaya itmiş. Tam olarak bilinmese de domatese adını, Meksikalı bir Kızılderili kabilesi olan Aztec'ler vermiş. Kabile halkı, kendi dillerinde şişmek-şişmiş meyve anlamına gelen tomatl kelimesini, bu kırmızı meyveye vermeyi uygun görmüşler. Avrupalılar, domatesi 1500'lü yıllardan sonra İspanyollar sayesinde görmüş ve tanımışlar. İtalyanlar, bu lezzetli meyveye 'altın elma', Fransızlar ise kırmızı rengi dolayısıyla 'aşk elması' demişler.

ORTA DOĞU'DAN İTALYA'YA KULLANILIR

Ortadoğu mutfağı, domatesin bolca kullanıldığı tarifler barındıran bir beslenmeye dayanıyor. Domates kullanımı açısından Ortadoğu'nun ardından, İtalyan mutfağı geliyor. Güney yarım küre mutfakları da domatesten zengin tariflerle dolu. Kolombiya, Ekvator, Peru, Şili ve Bolivya öncelikli sayılabilecekler arasında yer alıyor. Kırmızı renge sahip tüm meyvelerde olduğu gibi domateste de bol miktarda likopen bulunur. Meyveler kırmızı rengi, insan sağlığına ciddi faydalar sağlayan bu maddelerden alırlar. Likopenin sayısız faydası olmasına rağmen, en önemlilerinden detaylarıyla bahsetmek istiyorum.

YÜKSEK TANSİYONU DÜŞÜRÜYOR

Dünyanın her yerinde salata ve yemeklerin ana malzemesi olan domatesin faydaları saymakla bitmez. Yapılan araştırmalara göre, yaklaşık 120 gram ağırlığında yani orta boy bir domates, sadece 22 kaloridir ve 5 gram karbonhidrat barındırırken hiç yağ içermez! Domates aynı zamanda, A ve C vitamini, alfa-lipoik asit, likopen ve insan sağlığına son derece yararlı anti-oksidan dizileri içerir. Eminim birçoğunuz, alfalipoik asidin, vücutta glikozu enerjiye çevirmede kullanıldığını biliyorsunuzdur. Bu sebeple yemeklerden sonra yenen bir adet domates, kandaki glikoz seviyesinin düzenlenmesinde sisteme destek verir. Domatesin faydalarını araştıran bilim adamları, kan damarlarını genişletme etkisi sebebiyle yüksek tansiyonun kontrolünde son derece faydalı olduğunu gösterdiler. Yapılan benzer araştırmaların sonuçlarına göre domates, beyin dokusunun korunmasında da ciddi destek sağlıyor. Likopen, diğer kırmızı meyvelere olduğu gibi domatese de rengini veren maddedir. Bu sebeple kırmızı meyvelerin birçoğunda likopen bulunur. Ancak neredeyse hiç birinde günlük ihtiyacınızın yaklaşık yüzde 80'ini karşılayacak oranda likopene rastlayamazsınız; domates hariç! Likopenin, anti-oksidan özelliği en kuvvetli karotenoid olduğu düşünülmekte. Anti-oksidan maddeler, hücre zarını kuvvetlendirirken, korunması için gerekli kalınlığa ve esnekliğe ulaşmasına da yardımcı olur. Hücre zarını kuvvetlendirmek, geç yaşlanmaya sebep olurken, hücrelerimizi de zararlı toksinlerden korur.

PROSTAT KANSERİNE YAKALANMAKTAN KORUYOR
Çağımızın en sık karşılaşılan hastalıklarından bir olan kanseri önlemek amacıyla yapılan araştırmalar da domatesi işaret ediyor! Araştırmalardan biri, domates ve brokolinin beraber tüketilmesi halinde ortaya çıkan etkileşimin prostat kanserine yakalanma riskini azalttığını ortaya çıkarmış! Kanada'da yapılan bir başka araştırma da benzer bir bulgunun elde edilmesiyle son bulmuş. Kanadalı bilim adamları, bol miktarda ve sıkça domates yiyenlerin (likopenden zengin beslenenlerin) prostat kanserine yakalanma risklerinin yüzde 31 oranında düştüğünü ispatlamışlar!

FAZLASININ HİÇBİR ZARARI OLMADIĞI KANITLANDI
Yapılan araştırma sonuçlarına göre likopen, damarlarda plak oluşumuna sebep olan LDL (kötü kolesterol) oksidasyonunu (serbest radikallerle başlatılan zincirleme bir reaksiyon) durdurma yeteneğine sahiptir. Genellikle şeker hastalarının başına gelen yaşa bağlı cilt lekelenmelerini önlemede de likopenin son derece faydalı olduğu ispatlandı. Katarakt, cilt yaşlanmaları ve kemik erimesi gibi hastalıklarda da likopenin fayda sağladığı, araştırma sonuçlarında rastlanan bilgiler arasında yer alıyor.

KISIRLIKTAN DA KORUYOR

Erkek kısırlığı üzerinde yapılan araştırmalar, likopenin sperm sayısında ciddi artışa neden olduğunu belirtiyor. Yapılan sayısız araştırma bulgularının en önemlisi de, beslenme yoluyla likopen almanın hiçbir yan etkisi olmadığının ispat edilmiş olması. Yani likopen zengini domatesi gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz!

DEPRESYONA VE UYKU DÜZENİNE İYİ GELİYOR
Domatesin saymakla bitiremeyeceğim faydalarında biri de depresyon üzerindeki olumlu etkisi. Yapılan araştırmalar, domatesin ihtiva ettiği folik asidin, seratonin ve dopamin gibi ruh sağlığını düzenleyen maddelere olumsuz etki eden homosistein adlı maddenin kandaki oranında ciddi azalmaya sebep olduğunu gösterdi. Seratonin ve dopamin gibi maddeler, ruh halinizi doğrudan etkilemezler ancak uyku ve iştahınız açısından son derece önemlidirler. Düzenli uyku ve beslenme de ruh sağlığınız için son derece önemlidir. Yine domateste bulunan kolin adlı madde; uyku düzeni, kas sistemi, öğrenme yetisi ve hafıza üzerinde oldukça faydalıdır. Ayrıca domatesle beraber zeytinyağı tüketildiğinde, karotenoid emilimi yaklaşık 2-15 kat artıyor!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA