Süleyman Demirel, 28 Şubat hakkındaki bilgilerini Meclis Komisyonu'na aktardı. Demirel, olayların teferruatına hâkim konumdaydı. Söyledikleri, tarihi değer taşımaktadır. Kimileri, o tarihte Demirel'in askerle işbirliği yaptığı kanaatinde. "28 Şubat sürecinde Demirel, Erbakan'a sahip çıksaydı, farklı gelişmeler olabilirdi" diyenler var. Öte yandan, Demirel, sıcak bir müdahaleyi önlediğini düşünüyor. Ayrıca, Milli Güvenlik Kurulu'nda, askerler tarafından dayatılan kararlara, Erbakan'ın da boyun eğdiğini söylüyor. Nitekim Erbakan, Mesut Yılmaz cephesinde destek aradıktan sonra o kararları imzaladı; buna mukabil, hiçbirini hayata geçirmedi. Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin o tarihte istim üzerinde olduğu düşünülürse, askeri geri püskürtmenin 27 Nisan e-muhtırası kadar kolay olmadığı anlaşılır. Demirel, kendi iktidarına son veren 12 Mart müdahalesinde de istifa etmişti. Zaten hem İnönü, hem de Demirel, Nihat Erim başkanlığında kurulan hükümete bakan verdiler. Demirel'in kanaati, 28 Şubat'ta da, Meclis açık kaldığı takdirde mücadelenin daha kolay olacağı istikametindeydi. Burada bir soru var: Erbakan istifa edince, niçin hükümeti kurma görevini Tansu Çiller yerine Mesut Yılmaz'a verdi? Demirel, "Asker, Refahyol iktidarı dolayısıyla rahatsız. Binaenaleyh aynı hükümetin Tansu Çiller'in başbakanlığında devamı gerginliğin giderilmesini sağlamaz" diye düşündü. Bu yüzden Mesut Yılmaz'ı görevlendirdi. Eğer DYP'den kopmalar olmasaydı, Yılmaz güvenoyu alamayacaktı. Ama Çiller, DYP'nin bütünlüğünü koruyamadı. DYP'den istifalarda Demirel'in ne ölçüde rolü oldu? Anayasayı değiştirerek, ikinci defa cumhurbaşkanı seçilebilmesi için Mesut Yılmaz'la anlaşmış mıydı? Ortada böyle iddialar mevcut. Ama hiçbiri delillendirilemedi ve söylentiden ibaret kaldı. Artısıyla eksisiyle düşünüldüğünde, 28 Şubat'taki tavrı dolayısıyla, Demirel'e ne yüzde yüz hak vermek mümkün, ne de yüzde yüz onu suçlamak. Demirel, Çiller'i hükümeti kurmakla görevlendirseydi, siyaset, nasıl bir seyir izlerdi; darbe olur muydu; bunu kimse bilemez.