Balyoz ya da Ergenekon davaları, demokrasimiz açısından önemli bir kilometre taşı.
1960'tan sonra kurulan ve gittikçe güçlenen askeri vesayet büyük darbe yedi. Askerler, biraz acı bir biçimde, "cumhuriyeti koruma ve kollama" görevinin, siyasi iktidara rağmen ifa edilemeyeceğini anladı.
Emir-komuta zinciri içinde bu harekete katılan alt rütbeliler için üzülmemek elde değil. Netice itibariyle Türkiye'de böyle gelmiş, hep böyle devam eder sanıldı.
Birçok kişi ucundan kenarından hazırlıklara iştirak etmekte beis görmedi. Balyoz davasında, bazı askerler, isimleri "faydalanılacaklar" listesinde var diye de yargılandı. Teferruata girip, tek tek kim suçlu, kim değil bunu ayırt etmek imkânım yok. Ama netice itibariyle Yargıtay üst komuta kademesinin cezasını onarken, darbeye eksik teşebbüsü kabul etmiş oldu.
Ergenekon sanıkları da sürekli "sahte belge" savını ortaya atıyor. Anlaşılıyor ki, sahteciliğe dayandırılan müdafaalar Yargıtay nezdinde kabul görmeyecek.