Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Dershane ve fırsat eşitliği

Dershanelerin kapatılmasının görünür sebebi eşitsizliği gidermek. Yarışta çocukları geri kalmasın diye dar gelirli aileler de, dershanenin kapısını çalıyor. Başbakan Erdoğan'ın deyişiyle, "Adam ineğini satıyor, evlâdını dershaneye gönderiyor."
Nitekim Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, hiçbir bedel ödemeden gidilen okuma salonları ve etüt merkezlerinin açık kalacağını belirttiğine göre, ana saik gelir farklılıklarının fırsat eşitliğini bozmasını engellemek olmalı. Ama bence bu hedefe dershaneleri kapatarak varmak, hem mümkün değil, hem de bir hukuk devletinde demokrasinin icaplarıyla çelişiyor.
Dönüşüm sırasında olumsuzlukları gidermek için üretilen çareler, yeni sorunlar yaratmaya aday:
1) Dershane öğretmenlerini devlet istihdam edecek, 40 yaşının üzerinde olsalar bile. (Mülâkat sonucu atama yapılacak. Acaba, dershanelerde çalışan 50 bin öğretmenin kaçı, kendisine kamuda yer bulabilecek?)
2) Atama bekleyen en az 300 bin öğretmen var. Bunlar KPSS'yi geçmiş, belirli bir formasyon almış gençler. Onların yerlerini dershane öğretmenlerine vereceksiniz. Bu da yeni bir eşitsizlik doğurmayacak mı?
3) Dershanelerin ancak % 10'unun, % 15'inin bir okulda aranan şartlara uygun olduğu ifade ediliyor. Okula dönüşenlere öğrenci desteği verilecek. Bir başka ifadeyle, öğrenciler, o okullara ücret ödemeden gidecekler, bedeli devlet karşılayacak. Öte yandan, özel okulların % 40 boş kapasitesi olduğu belirtiliyor. Bu durum, dershaneden okula dönüşen eğitim kurumlarıyla, diğer özel okullar arasında bir eşitsizlik yaratmayacak mı? "Diğer özel okullardan da hizmet satın alabiliriz" diyerek, bu eşitsizlik giderilmeye çalışılsa da, bu defa kaynaklar özel okullara akıtılırken, eğitimde % 95'in üzerinde payı olan kamu okulları daha da bakımsız kalmayacak mı? Özel okullardan hizmet satın almayı düşünen devletin, şu an kendi okullarında 140 bin öğretmene ihtiyacı var; bütçe yetersizliğinden onları işe alamıyor.
Madem dershaneler bir ihtiyaçtan doğdu, madem bölgeler arası ve okullar arası fark yüzünden dershane takviyesine gerek duyuluyor, o zaman, eğitim bütçesi arttırılarak, kamu okullarında kaliteyi yükseltmek gerekir. Bunun için, iyi yetişmiş öğretmen ve az mevcutlu sınıflar oluşturulmalı. Öğretmene yüksek ücret vermekten çekinilmemeli. Çünkü öğretmene yatırım, Türkiye'nin geleceğine bir yatırımdır.
Ayrıca, eşitlik adına dershaneyi kapatıyorsanız, temayüz etmiş lise ve üniversiteleri de kapatın. Çünkü Robert Kolej'de, Üsküdar Amerikan'da, St. Joseph'te okuyan bir çocuğun, daha iyi bir üniversite kazanma şansı vardır. Ayrıca neden iyi okullarda okuyanlar iyi üniversitelere girsinler? İyi üniversiteleri de vasat hale getirelim. Eğitim, herkes açısından sıradanlaşsın, düşük bir seviyede herkes buluşsun... Bu mu isteniyor?
Her ülkede diğerine göre daha kaliteli eğitim veren liseler ve üniversiteler olmuştur. Bunlara girebilmek için, sınavlara çalıştıran dershaneler vardır. Devlet sadece fırsat eşitliğini temin etmekle mükelleftir. Şırnak'taki ya da Doğubayazıt'taki veya Artvin'deki zeki ve çalışkan bir gencin en iyi eğitimi alabilmesinin önünü açabilmelidir. Bunu da, tepeden bastırarak değil, herkese imkân yaratarak sağlar.

AÇIK LİSE
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dershanelerin açık liseye dönüşebileceğini ifade ediyor. Ama daha önceki açıklamalarında, açık liseye, sadece 2 yıllık bir süre tanımıştı. 2 yıl sonunda, açık liseler, eksiklerini tamamlayarak özel okul olarak yola devam edecekti ya da kapanacaktı. 2 yıllık süre şart sürüyor mu? Son konuşmasından bu husus anlaşılamıyor.
Ayrıca, örgün eğitimde, liselerde, 40 saate yakın yüz yüze eğitim yapılıyor. "Açık lisede de asgari 20 saat yüz yüze eğitim yapılacak" dedi. "Asgari 20 saat yüz yüze eğitim", açık lise çatısı altında, dershane faaliyetinin sürmesine izin verilmesi anlamına gelir. 20 saat, çocukları sınavlara hazırlamak için bol bol yeter. O zaman neden dershaneler kapatılıyor? Tek sorun, açık lisenin bir geçiş dönemi olarak görülmesi. 2 yıllık kısıtlamayı kaldırdığınız takdirde, bütün dershaneler seve seve önerilen formülü benimseyecektir. Zira hem böylece, lise statüsü kazanıyorlar ve öğrencinin hiç değilse bir bölümünü devlet finanse ediyor; hem de örtülü bir dershane olarak faaliyetlerini sürdürme imkânına kavuşuyorlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA