Siz bu satırları okuduğunuz sırada, muhtemelen ya Kosova'da ya da Kosova'ya gitmekte olan uçakta olacağım. Tabii İstanbul'u üç gündür etkisi altına alan kar izin verirse.
Acılar ve savaşların ardından bağımsızlığını kazanan Kosova'nın nedense bende özel bir yeri var, o nedenle sonunda bu bölgeyi göreceğim için seviniyorum. Müslüman Türkler'in yoğun yaşadığı kasabalarını ve savaş meydanında şehit olan ilk padişah olarak bildiğimiz 3. Osmanlı Padişahı 1. Murat'ın türbesini görmek güzel bir deneyim olacak.
Peki bu karlı kış gününde yolumuz neden Kosova'ya düşecek? Onun da sebebi İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali. Çünkü, Bali Kosova'nın kalbi, başkenti Priştina'da bir şube açacak bugün. Küçük bir grup gazeteci olarak bizleri bu vesile ile Kosova'ya davet etti.
Adnan Bali tanıdığım en ilginç özellikleri olan bankacılardan biri. Kosova izlenimlerimi ve İş Bankası'nın Priştina hedeflerini bir sonraki yazıma bakıyorum ve bugün sizlere, bu yaz İş'te Hayat programımda tanıdığım Bali'den birkaç ilginç anekdot aktarmak istiyorum.
En çok sahada olan, Anadolu'yu karış karış dolaşan bankacı olarak tanınan Adnan Bali, İş Bankası'na 1 Nisan 2011'de genel müdür oldu ama çok eskiden yani üniversiteden mezun olduğu günden beri İş Bankası'nda çalışıyor. O nedenle kurum kültürünü en iyi bilenlerden biri. Nitekim genel müdür olduktan sonra da çalıştığı ekibiyle ilişkisinin bir aile ilişkisi gibi olmasına özen gösteriyor.
Bankacılar arasında ise Bali hakkında çok ilginç bulduğum bir anekdot anlatılır. Sonunda Bali'nin kendi ağzından da dinlediğim için buraya da almak istedim. Şöyle ki 2001 krizinde bankada hazine müdürü olan Bali, 2002 ortalarında Şişli şubesine müdür olur. Bankada kariyer yolunda büyük şube müdürlüğü yapmak bir gelenektir ve sahayı görmek için de önemlidir. Ancak Bali fark eder ki, büyük şube Şişli'de daha çok genel müdürlük inisiyatifi ile sağlanmış olan işlerin operasyonu yürütülüyor ve asıl şubeye ait performansların, kârlılığın ve müşteri ilişkisinin yani orada yaratılan değerin ayırt edilmesi mümkün olmayan bir sistem işliyor.
Bu sisteme itiraz etmese aslında kendi yararına, çünkü hep büyük operasyon yapan bir şube, yani hep iyi, kârlı görünüyor. Oysa Bali gönüllü olarak Şişli şubesinin kendisinden kaynaklanmayan işlemleri, operasyonları ayırma yoluna gidiyor. Yani şubenin büyük müşterilerini devrediyor. İstiyor ki bu şube kendi ayakları üstünde başarı göstersin. Nitekim aslında tek başına bir banka büyüklüğünde olan Şişli şubesi önce küçülüyor ama sonra atılan doğru adımlarla tekrar üst seviyelere kadar çıkıyor. İlginç değil mi?
Bali genel müdür olduktan sonra da bu yönteme devam ediyor ve büyük operasyonların olduğu 50 civarında şubeyi müşterilerin ihtiyaçlarına göre yeniden adresleyerek, 9 büyük kurumsal şube yaratıyor. Bu şubeler aslında 5-7 milyar dolar arasında hacimleri olan küçük birer banka gibi.
İş Bankası, Anadolu'nun en ücra köşelerine gidip şube açtı bugüne kadar. Avrupa'yı ise doymuş bir pazar olması nedeniyle pek tercih etmedi. O gün Adnan Bali bana, "dikkatimizi daha dinamik ve gelişen pazarlara veriyoruz" demişti. Sanıyorum, bugün Kosova şubesinin açılmasının altında da işte bu düşünce yatıyor.
