İstanbul eylül ayında sanata doyacak. İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın düzenlediği "Anne Ben Barbar mıyım?" temalı 13'üncü İstanbul Bienali de kapılarını açtı. Üstelik bir ilk gerçekleşiyor ve Koç Holding sponsorluğundaki bienal bu yıl "kamusal bir alan yaratma" fikriyle ücretsiz 20 Ekim'e kadar gezilebilecek. Ancak ücretsiz oldu diye sürenin kısalmış olmasına da üzüldüğümü söylemeliyim.
Dünyanın saygı duyduğu önemli küratörlerimizden biri olan Fulya Erdemci ve kamusal program eşküratörü Andrea Philips'in önderliğinde bienalin önceki gün Tophane'deki Antrepo'daki işlerini gördüm. Arter, Salt Beyoğlu, İMÇ 5.Blok'taki 5533'teki sergileri bir sonraki ziyaretime bıraktım. Keşke kamusal alanda mesela AKM'nin dış yüzeyindeki, Gezi Parkı ve Eminönü'deki postane binasındaki işleri de kendi mekanlarında görebilseydik.
Bienalde bu projelerin yer alan küçük sunumları bile çok etkileyici.
Antrepo'da gördüklerimden çok etkilendim.
Bir Sulukule videosu var mesela. Kentsel dönüşümü eleştiren çalışma insanda defalarca izleme isteği uyandırıyor.
Çocuklar için de şahane işler var.
Gölge oyunu mesela. Hepsini sıralamaya yerim yok. Siz iyisi mi ilk fırsatta bienal rüzgârına da kapılın derim.