Erol Göker ismini para piyasalarında duymayan yoktur sanırım. Global Yatırım Holding'in iki kurucusundan biri.
Ancak sanıyorum son derece yüksek teknolojiyle Türkiye'nin değil dünyanın da en verimli ineklerini yetiştirdiğini bilenlerin sayısı çok değildir.
Öğreniyorum ki verimli sütün peşine düşenler Edremit'te 1990'larda kurduğu ve Yaprak Süt adını verdiği tesiste Erol Göker ve işin bizzat başındaki eşi Şebnem Göker'in yetiştirdiği damızlık ve de spermaların peşine düşmüş!
Düşünün ki bu tesisteki dünyanın en kaliteli damızlıklarından yetiştirilen inekler günde ortalama 35 litre süt veriyor. 4 yıl sonraki hedef ise dünya çapında ses getirecek kadar büyük. Genetik çalışmalar son sürat! Hedef tam 44 litre. Erol Göker, şimdiden uluslararası arenada meşhur olan tesislere birçok ülkeden staja geldiklerini anlatıyor.
Çocuk yetiştirir gibi!
Erol Göker bu işe başladığı 1990'larda Türkiye ortalamasının 5-6 litre olduğunu ve işin de çok yanlış yapıldığını gözlemlerinden anlatıyor. Dünyanın en iyi süt üreticilerinden bu işi öğrenmeye karar veren ve o yıllarda günlük ortalama süt verimi 25 litre olan Hollanda'ya giden Göker'e en hayati tavsiye şu olmuş: "Çocuğunuzu nasıl yetiştiriyorsanız, ineklerinizi de öyle yetiştirin." Anadolu'da son derece kötü şartlarda, pis kokan ve hava almayan ahırlardaki ineklerden verim beklememiz yanlış" diyor Göker.
Aslında Göker gibi hem teknolojinin peşine takılanlar hem de dünyayı takip edenler sayesinde doğru tarım ve hayvancılık konusunda epey yol alındı. Göker yıllar önce TÜSİAD'a da sırf bu yüzden girip, tarım komitesini kurduğunu, araştırma ve rapor çıkmasına ön ayak olduğunu, sadece kendi çiftliğine değil Türkiye'nin her yerinde süt verimliliğinin artmasına çaba harcadığını söylüyor. Nitekim Türkiye'nin günlük süt verimi bugün 13 litreye çıktı. Ama tabii Yaprak Süt'te verimlilik tavan yapıyor.
Peki bu nasıl gerçekleşti? İşte onu da Göker'den dinledim:
'Açık çek veriyorlar'
"Çünkü biz teknoloji üretiyoruz. Bu gelmiş geçmiş en yüksek teknoloji gerektiren iş. Dünya buna çalışıyor. İnekle insanın DNA yapısının aynı olması, suni tohumlama konusunu getirdi ki bu büyük bir devrim. Hayvanın içine öyle bir embriyo koyuyoruz ki artık en verimli ineği geliştirmemiz mümkün oluyor. Damızlık ve sperma satın almaya kalktığınızda çok pahalı. Şimdi artık tesisimizde en kaliteli damızlıklar var ve hem damızlık hem de sperma üretiyoruz. İş o kadar ilerledi ki istediğimiz özellikleri matrikse giriyoruz ve programı çalıştırıyoruz. Her seferinde ırkı yüzde 30 düzeltiyoruz. Eskiden aşılama yüzde 10 tutardı, şimdi yüde 90 tutuyor. Baba Kanada'da diyelim, alıyoruz getiriyoruz Fatma Teyze'nin en verimsiz ineğine aşılıyoruz. Doğurduğu buzağı dünyanın en verimli buzağısı oluyor."
Hal böyle olunca öğreniyorum ki bu damızlıklara sahip olmak için her yerden talep var. 10 yıllık bir bekleme listesi oluşmuş ama Göker, "Eşim Şebnem'e kalsa hiç satmayacak. Oysa açık çek veriyorlar. O kadar istiyorlar" diyor.
Tüm bu baş döndüren teknolojik gelişmelerin yaşandığı Edremit'teki çiftlikte günde 22 ton süt çıkıyor ve Göker bunu Tahsildaroğlu'na veriyor. 4 yıl önce yüzde 26'sını halka açtığı tesisin cirosu 16 milyon lira. Göker, sermaye piyasalarını çok iyi bilen biri olarak hayvancılıkla uğraşanlara bir de tavsiye de bulunuyor, "Sermaye piyasasında tarımı fonlayabilirsiniz."
