Yeni trendler, geleceğin akıllı kumaşları, aksesuvarları, kısacası tekstil ve konfeksiyon dünyasına ait her yeniliğin ilk kez gün yüzüne çıktığı bir fuar Paris'te düzenlenen Premiere Vision. Türk sanayicisinin kapısından girebilmek için 2001 yılına kadar taklalar attığı, alternatif fuarlar düzenlediği olmazsa olmaz bir organizasyon.
Yaklaşık 8-9 yıldır Yünsa, Söktaş, Altınyıldız, Akın Tekstil gibi Türkiye'nin hem ihracatta hem de iç pazarda öne çıkan kumaş üreticilerinin en büyük metrekarelerde yer aldığı Preimere Vision'u dolaşmak ve başkanı Philippe Pasquet ile bir araya gelmek için havalimanına gittiğimde, iş ve tasarım dünyasından pek çok ismi gördüğümde şaşırmadım. Öyle ki Türk Hava Yolları da gelen talep üzerine Paris'e genelde okyanus ötesi uçuşlarda kullandığı en büyük uçaklarından birini koymuştu.
Premiere Vision'da Türkiye'nin katılımı öylesine büyümeye başlamış ki 142 firmayla katılımcı ülkeler arasında 4'üncü büyük ülke konumuna gelmiş. En büyük katılım 732 firmayla İtalya'dan. Onu 252 firmayla Fransa ve 144 firmayla İngiltere izliyor. Öğreniyoruz ki bu yıl Türkiye'den 18 yeni katılımcı firma var. Fuara toplam 57 ülkeden bin 924 şirket ve tam 62 bin ziyaretçi katılmış.
Bir tarafta Rusya ve Ukrayna'da yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmeler, öte yanda Türkiye'deki kur hareketliliği, başta Suriye olmak üzere bölge ülkelerdeki savaşlar, kaoslar yüzünden ihracat pazarlarında olumsuzluklar yaşayan sanayicilerin ne yaptığını izlemek üzere gazeteci arkadaşlarımla birlikte fuarda standları dolaşmaya başlıyoruz.
Yünsa'dan Bora Birgin, Akın Tekstil'den Esat Haksal, Altınyıldız'dan Yavuz Sökün ve Derya Gülen, Söktaş'tan Muharrem Kayhan'ı harıl harıl müşteri görüşmeleri yaparken yakaladığımız fuarda, bu yıl gerçekten de Rus satın almacılar yok gibi. Gördüğümüz, ihracatçı firmaların Rusya'nın verdiği zararı başka ülkelere, mesela ABD pazarına kayarak en aza indirmeye çalıştığıydı. 'Zorluklar başladığında Türk firmaları daha yaratıcı oluyor. Kriz var. Ne yapacağız. Elimizi kaldırıp, oturacak mıyız? Hayır kriz kelimesi sözlüğümüzde asla yok. İhracata asılıyoruz şimdi" diyerek son durumu özetledi bir işadamı.
Premiere Vision, Türkiye'nin fuara olan ilgisi nedeniyle iki yıldır İstanbul'da fuar düzenlemeye başladı ve bu yıl fuarın yüzü olarak da tasarımcı Arzu Kaprol'u seçti. Fuarın Türkiye İrtibat Bürosu Koordinatörü Nihal Kaya'dan hazırlığına başladıkları fuara ilginin büyük olduğunu ve istikrarsızlık ve ekonomideki olumsuz gelişmeler yüzünden herhangi bir katılımcının iptalinin de söz konusu olmadığını öğreniyoruz. 155 katılımcının yüzde 70'i Türkiye'den, yüzde 30'u ise Almanya, Avusturya, Fransa, İngiltere, Bulgaristan'ın da aralarında olduğu Avrupa ülkelerinden.
Premiere Vision'da bu yıl dikkatimizi çeken en önemli yenilik, 'Smart Creation' yani 'Akıllı Yaratıcılık' girişimi. Bugüne kadar fuar katılımcılara, ne kadar yeşil oldukları, zararlı kimyasal kullanıp kullanmadıkları, karbon ayak izi gibi konularda ne durumda olduklarını sormamıştı. Ancak Başkan Philippe Pasquet bir basın toplantısıyla bunu yapacaklarını duyurduklarını ve anket çalışmasına başlayacaklarını, bugün olmasa da yarın katılımcılar için ne kadar çevreci olduklarının fuara katılmakta bir şart haline geleceğini söyledi. Pasquet, Türkiye'de fuar yapmaya tam zamanında başladıklarını, New York'a 2000 yılında gittiklerini ancak o pazarın özelliklerinin tamamen farklı olduğunu da anlattı.
Cümlesi ilginçti: "Daha düne kadar herkes Çin'den, Brezilya'dan ve de Türkiye'den yani gelişmekte olan ülkelerden ve potansiyelinden söz ediyordu. ABD, 20'nci yüzyıla aitti. Oysa bakın bugün ortam nasıl değişti. Pazarda müthiş bir hareketlilik var."
