Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

CHP iktidar ya da AKP olabilir mi?

Baykal CHP'nin 2012'de iktidar olacağını söylüyor. Bugünkü parti anlayışı ve politikayla devam edilecekse bu iddiaya verilecek en doğru cevap belki "padişahım derya tutuşa" ünlemidir. Ama bu keskin çıkışı kullanarak birkaç noktanın üstünde durmak ve Türk siyasetinin yapısı bakımından çok önemli bir saptamada bulunmak istiyorum. Bu saptama AKP'nin de Türk siyasetinde bulunduğu noktayı tespit edecek ve bizde partiler arasındaki taban etkileşimlerinin önemli bir niteliğini saptayacaktır.

Müslüman değil sol
Hemen belirteyim ki, öteden beri sürdürdüğüm ve geliştirdiğim bir görüşle söyleyecek olursam AKP'nin tabanı karma bir tabandır . Bunda şaşacak bir şey yok ve bizde içe dönük toplum mühendislerinin sandığı gibi bu taban bütünüyle ideolojik bir yaklaşımla hareket etmiyor. Yani İslam ve Müslümanlık AKP'ye oy veren kitlelerin siyasal tercihlerinde bir rol oynamaktadır ama bu öyle sanıldığı gibi yüzde 47'lik bir partinin bu neticeyi elde etmesindeki en önemli unsur değildir. O da bir faktördür fakat ondan daha fazlası şudur: AKP büyük kentlere yerleşmiş göçerlerin ve kırsal alanda daha büyük imkânlar elde etmek isteyen kitlelerin ekonomik ve sosyal beklentilerinin partisidir.
Daha açık ve iddialı bir biçimde söyleyeyim: tıpkı DP ve AP gibi AKP de sol siyasal sezgilerle oy alan bir partidir. AKP'nin başarısı 1990'lardan sonra gelişen kimlik politikaları içinde ortaya çıkmış Müslümanlığı bu karışıma ilave edebilmesidir.
Şu saptama çerçevesinde ifade edersem AKP'nin tabanı henüz sınıfsal bilincine kavuşmamış ve kimlik öncelikli hareket eden kitlelerin gücünü bünyesinde toplamaktadır. Yani bir insan sınıfsal bilincine ulaşana kadar kendini önce etnisitesi, dini, mezhebi, milleti, milliyeti bağlamında tanımlar. Sonra kendini sınıfsal ve ekonomik olarak ifade eder. AKP de gene kendisinden önceki sağ partiler gibi bu niteliği spesifik bir dönemde ortaya çıkmış özel bir bağlamda (Müslümanlık) kullanmıştır.

Sol olmanın koşulu
CHP kendini yenilerse veya bir başka sol parti bu gerçeği ifade ederse ancak iktidar olabilir. Yani AKP tabanının modernleşme talebini karşılayacak, insanların kimlik tercihlerine karışmayacak ama onlara kurtuluşun o kimliğin sınırları içinde değil daha farklı bir yerde olduğunu anlatacaktır. İnsanlar kim ve ne olursa olsun, daha iyi bir hayat istiyorlarsa bunun ekonomik ve sosyal dokunun dönüşümüyle elde edilebileceğini, onun ilk şartının da sınıfsal çelişkilerin bilincine varmaktan geçtiğini onlara anlatacaktır. Yani onların kimlik öncelikli hareketlerini sınıfsal öncelikli harekete dönüştürecektir.
AKP ya da bir başka sağ parti ne sermaye karşıtıdır ne emek yanlısı. Kesinlikle sosyal bir politika anlayışından yana olsalar bile bu sınıfsal tercihlerini değiştirmez. Ama kitle farkında olmaksızın bu beklenti içindedir. Örneğin popülist bir düzlemde bile olsa Aydın Doğan'la giriştiği polemiğin kitleler nezdinde Erdoğan'ı güçlendirmesinin nedeni, o tabanın içinde potansiyel olarak bulunan sınıfsal tepkiye de bağlanmalıdır ve çok önemlidir. Şunu da belirteyim: AKP bugünkü solsosyal dengeyi popülizm üstünden kurmaktadır ama kurmaktadır.
Bugün ekonomik kriz var. Oy tercihi Türkiye'de çok büyük bir hızla değişir. AKP dengeyi sağlayamazsa şimdi ona oy veren kitle kendisine yeni bir tercih arar. Bu o kitlenin bana göre potansiyel sol arayışı nedeniyle bir sol partiye kaymasına yol açabilir. CHP ya da bir başkası bu anlam ve anlayış çerçevesini kurarsa pekala o kitlenin oyuna talip olabilir.
Ama kim bilir belki de bugünkü aklın CHP'si "Siz daha önce sağ bir partiye oy verdiniz ve Müslümanlığınızı vurguladınız " deyip tıpkı bugün yaptığı gibi onları reddedebilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA