Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

OD artık Kürt demek ama...

Herkes harıl harıl Suriye Kürtlerinin ne yapacağını düşünüyor.
Acaba deniyor PKK orada büyük bir imkân sağlar ve bağımsız Kürdistan kurar mı?

***

Amerikan devletinin birçok konuda görüşünü yakından bilen ve dile de getiren Henri Barkey, Akşam gazetesine iki gün üst üste önemli bir röportaj verdi ve durumu çok güzel özetledi. Cevaplarının, görüşlerinin sonucu belli: hayır, Kürtler, Suriye'de büyük bir kazanç sağlayamaz!
Eğer Barkey bu konularda daima olduğu gibi "ters köşeye yatırmak" anlamına gelecek bir tavır içinde değilse, fiziki coğrafyanın da, beşeri coğrafyanın da buna izin vermeyeceğini belirtiyor.
İkincisi, Suriye'deki bağımsızlaşma o bölgedeki bütün ülkeleri rahatsız eder diye vurguluyor. Kaldı ki, Suriye Kürtleri de şu anda bölünmüş durumda. Birleşmelerini coğrafya engelliyor. Yani orada öyle güçlü, yerleşik bir yapının kurulması zor.
Bu şartların gelip dayandığı sonuç Kuzey Irak Kürdistanı'nın güçlenmesi. O da Türkiye'yle ilişkilerini pekiştirmesiyle mümkün. Başka çaresi yok. Erbil, kapalı bir kent. Suriye, Irak, İran ve Türkiye ile kuşatılmış. Barkey de bunu saptıyor: Avrupa'ya açılan, demokratik ve refahı çok daha yukarıda olan Türkiye Erbil'in şansıdır diyor. Barzani'nin başka bir modele yanaşmayacağını da kendi tarihinden getirdiği anekdotlarla somutlaştırıyor.
***

Böyle bakınca güncel oluşumlar daha ziyade "taktik savaşları" olarak görülebilir, taktik manevralar. Oysa daha derinlikli bir stratejiyle bakınca hadiselerin bambaşka mecralara akacağını görmek mümkün.
Bunların başına Arap ülkelerindeki rejimler geliyor. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın, OD, bundan sonra dünyanın en büyük sorunlarından biridir. Bu bölgede hâkim olan, güçlü olan ülke dünyada da güç kazanacaktır. O bakımdan Türkiye'nin bölgede söz sahibi olmak istemesi son derecede doğaldır ama ondan daha fazlasına gözünü dikmesinin hangi anlama geleceğini şimdi herkes anlıyor.
Bugüne kadar bütün Soğuk Savaş döneminde Arap-Yahudi çatışması üstünden şekillenen OD'da, bu çelişki devam edecektir etmesine ama yeni ve belki daha bile kuvvetli faktör Kürtler olacaktır. Dünya, Kürtler üstünden bölgeyi manipüle edecektir. Bu işin ucunun da Türkiye'ye gelip dayanacağı besbelli.
***

Bütün bunları alt alta koyunca Türkiye'nin niye OD ve Suriye ile özel olarak bu derecede ilgilendiği ayan beyan ortaya çıkıyor. Hem bölgenin en önemli parametresi olan Kürt meselesi Türkiye'nin iç işi olduğundan bu ilgi canlı tutuluyor, nasıl tutulmasın, hem de bölgenin güçlü ülkesi olduğu ölçüde Türkiye dünyada da söz sahibi olacaktır. Ama bu politikanın çok önemli bir boyutu daha var: bu yönde ilerledikçe Türkiye doğal olarak şimşekleri de üstüne çekecektir.
O bakımdan Türkiye'nin genel OD politikası doğrudur ama işin ince ayarı ihmal edilmemelidir. İran konusunda ABD'ye karşı oy kullanmasına rağmen herkesle iyi ilişkileri devam etmiş Türkiye'nin, kendisine duyulan bu ihtiyacın bilincinde olması gerekiyor. Bir karar vermek durumunda Türkiye: Batı'yla ittifak içinde bir OD politikası mı sürdürecek yoksa Batı'dan bağımsız salt kendi anlayış ve çıkarları doğrultusunda mı?

***

Bütün göstergelerin kendisinden yana olduğu bir dönemde hiç değilse daha bir süre için sorunun cevabı belli...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA