Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

80 yıl sonra öğrenilen gerçek...

Dünyadaki Türkiye dostu ülkeleri sorsalardı, geçen salıdan önce, ne cevap vereceğimi bilmezdim. O gün başdanışmanlarından biri olduğum Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün heyetinde Kuveyt'e gittim. Fırtına gibi iki gün geçirdim, resmi ziyaret ve çalışma programlarıyla yüklü. Bu satırları dönerken, uçakta yazıyorum ve artık bir cevabım var: Türkiye sevgisinin neredeyse Türkiye tutkusuna dönüştüğü ülke Kuveyt.
Mutlaka benim hatamdır ama öncesinde Türkiye'ye dönük bu ilgiden habersizdim. Nereye gittiysem, hangi masada oturduysam, kiminle konuştuysam Türkiye'ye gerçekten çarpıcı bir dikkat ve ilgi gördüm. İnsanlar Türkiye'de konut almak, yatırım yapmak istiyor. Alıyor ve yapıyor da.
Tüm bunlara bakınca Türkiye'nin son 90 yıllık tarihi geçiyor gözlerimin önünden. Elbette anlıyor, kabul ediyorum. Bir İmparatorluk yıkıldı. Önce Balkanlar sonra Ortadoğu gitti. Unutmak istediğimiz ihanetleri yaşadık. O büyük darbenin etkisi bir çırpıda aşılamazdı. Ardından ikinci Büyük Savaş geldi. Onu Soğuk Savaş izledi. O yıllarda OD da bugünkü bölge değildi.
Ama Türkiye çok uzun süre, daha dün denecek bir tarihe kadar, bu coğrafyaya ideolojik nedenlerle kapalı kaldı. Bölge ülkelerinin parayla birlikte Türkiye'ye şeriat satacağından korkuldu. Ayrıca ticaret yapmayı bilmiyorduk. Devlet bürokrasisinin denetiminde, gümrük duvarlarıyla korunmuş, olmayan kendi yağıyla kavrulan ve sadece dışarıdan gıda maddesi ithal etmemekle övünen bir ülke olarak yaşadık. Aklımıza dünyaya açılmak gelmedi. Bu kadar bir kötü yönetim olabilirdi...
Oysa para bu bölgelerde 1973 sonrasında toplanmaya başlamıştı. Biz Casus Lawrence'ın hatıralarıyla yaşarken İngiltere bu kez ticaret casusluğuyla coğrafyanın denetimini ele geçirmişti. Bugün sadece Kuveyt'in birikmiş parası 400 milyar dolar. 200 milyar dolarlık ithalatı var. Buna mukabil Türkiye'yle ticaret hacmi 600 milyon dolar kadar. (Yanımda oturan bir Kuveyt yetkilisi, yerlisi 1.5 milyon olan, çevreden gelenlerle 4 milyonu bulan bu nüfus için bu parayı 'haksızlık' olarak niteliyor, gülerek.) Fakat işler değişiyor. Türk müteahitleri şimdi projeler alıyor. Unutmamak gerekir ki, petrolden başka bir şeyin olmadığı bir çöl ülkesi burası. A'dan z'ye her şeyi dışarıdan sağlıyor. Kısacası 'Körfez' ticaret bakımından akıl almaz imkânlarla yüklü.
Bütün dünyayla özellikle de Türkiye politikasıyla yakından ilgililer. Irak'la ilişkimizi dikkatle izliyorlar. Saddam'ın ülkeyi işgali belli ki, hâlâ üzerlerinden atamadıkları bir travma. Bir tür demokrasi; meclisleri var. Nüfusun % 20'si Şii. Dolayısıyla İran'ı kolluyorlar. Ve özellikle vurgulayayım, öyle sanıldığı gibi Türkiye'nin koyu, katı bir İslam ülkesi olmasıyla da uzaktan bile ilgili değiller. Tam tersine, AB ile ilişkimizi sorup duruyorlar.
Merak edenler için onu da yazayım, elbette büyük bir 'marka tutkuları' var. Lüks içinde yüzüyorlar. Devasa AVM'ler inşa etmişler. Tek eğlenceleri bu. 'Dışarıya çıkmak', AVM'ye gitmek demek. Kadınlar isterse başları açık, isterse kapalı geziyor. Konukseverliğin, ikramın haddi hududu yok.
Türkiye'nin komplekslerinden arınması zor oldu. Uzun bir yol yüründü. Hâlâ da düzlüğe çıkmış sayılmayız. Maliye Bakanı Şimşek'in sunuşunu dinledim. Türkiye bürokrasisinde sorunlar olduğunu belirtiyordu Bakan. 'Yeni doğan piyasalarda bunlar olur ama kapımız her sorunu çözmek için açıktır' diyordu. Hiç değilse 80 sene sonra bu noktaya geldik. Cumhurbaşkanı değişen Türkiye'yi anlatmak için vakur bir edayla çırpındı. 80 işadamı vardı uçakta. Çok başarılı bir gezi oldu.
Bir işadamı dedesinin ve babasının aynı işi yaptığını ama hep kendi şehirlerinde yaptığını belirttikten sonra, 'gözümüzü Özal açtı, sayesinde dışarıya yöneldik' dedi. Nihayet öğrendik: ticaret ve güçlü bir ekonominin sahibi olmak her şeyin başı.
Hele Türkiye'nin özelliklerini ve koşullarını taşıyan bir ülkede. Bir de istikrarın, hukukun ve demokrasinin önemini kavrasak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA