Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Uyanın CHP'liler, uyanın...

Yeni bir adet çıktı. İnsanlar televizyonlara çıkıp konuşur, gazetelere yazarken, 'CHP'yi eleştirmek etik değil' demeye başladılar. İktidar dururken muhalefetle uğraşmak etik sayılmıyormuş. Aklın alacağı bir yorum ve yaklaşım değil. Sanki CHP gerçekten güçlü, ayağı yere basan, ciddi, yapıcı bir muhalefet yapmaktadır da, onu bu olumlu çabasıyla eleştirmek yanlıştır.
Hayır, hiç de öyle değil. CHP eğer bugün eleştiriliyorsa nedeni muhalefet yapmamasıdır. Gerçek, somut, toplumsal, sınıfsal ve ideolojik kökenleri bulunan bir muhalefet yapmayınca CHP tam da bu nedenle eleştirilecektir. Yani, o aklı evvellerin akıl erdiremediği şey CHP eleştirilerinin CHP'yi muhalefete davet etmesidir. Çünkü aklı başında herkes gerçek ve somut bir muhalefetin olmayışının ne önemde bir siyasal (hatta toplumsal) eksiklik olduğunu bilir.
En son bu kervana Aslı Aydıntaşbaş katıldı. Geçenlerde yazdığı bir yazıda 'etik neden'den (!) ötürü CHP'yi eleştirmediğini belirtiyor, sonra da hayret ederek, CHP'nin oylarının neden artmadığını soruyordu. Daha farklı bir cevap da vereceğim ama kısa cevap şudur: o 'etik neden'den (!) ötürü eleştirmezseniz, yani, aslında etik bir yanlış yaparsanız oylar da artmaz. Şimdi gelin size ne olursa CHP muhalefet yapar, oyları da artar, bunu açıklayayım.
Hükümet yolsuzluk konusunda çok sıkıştırılıyor değil mi? Ak Parti iktidarının bu ölçüde kıyasıya eleştirildiği ikinci bir konu yok. Ama CHP'nin içine düştüğü vahim hata işte burada başlıyor: CHP, 1950'li DP, 60'lı- 70'li AP, 80'li Anap yıllarından gelen bir alışkanlıkla yolsuzluk kavramını tamamen mahalle kahvesi dedikodusu düzeyinde yapıyor. Oysa yolsuzluk denen hadisenin son derecede ciddi, tarihsel, sosyal ve siyasal bir zemini var.
Birincisi, Doğu kültürleri içinde 'ortak tencere kültürü' denen bir kavram var. Kişinin kazancı kabilenin/ mahallenin kazancıyla ortaktır. Kazancını kendi kabilesiyle bölüşmeyen kişi dışlanır, yalnız kalır. Nepotizm denen kayırmacılığın ardında yatan tarihsel, kültürel sosyoloji budur.
Bugün hiçbir modern, demokratik, hukuk devleti bu anlayışı kabul etmez. Ama gerçeğin bu olduğu görmezden gelinebilir mi? İkincisi, Türkiye 1908'den beri sermaye biriktirmek kaygısı içinde. Her iktidar kendi tabanını devletten rant sağlayarak güçlendirmek istiyor. Çünkü gene bütün Doğu toplumları, tarihsel olarak, merkezi, otoriter devletin çevresinde zenginlik istemediğini bilir. Bu nedenle liyakat değil, mansıp sistemini kullanır. Yani, kendi istediğini, kendisine bağlı olanı kayırır, günü geldiğinde de hak ile yeksan eder. Modern Türkiye'deki siyaset de 1908 sonrasında devlet eliyle burjuvazi yaratmaya çalıştı. Her iktidar bunu kendi tabanı için denedi. Kaldı ki, Ak Parti iktidarı bir Müslüman siyaseti olarak 1960'ların sonundan beri bu doğrultuda gelişti.
Bu maksatla da Türkiye'de tüm iktidarlar iki yasal yolsuzluk yolunu kullandı: ihale mevzuatı ve imar mevzuatı. Bunlar değişmeden Türkiye'de tartışılan yolsuzluk bir şey ifade etmez. Şimdi, CHP eğer oy artırmak istiyorsa kendi sosyolojik tabanını nasıl tarif edeceğini, onları iktidar olursa nasıl güçlendireceğini açıklamak zorundadır, bir. Mesela ihale ve imar mevzuatını nasıl değiştireceğini, yeni yöntemin ne olacağını duyurmalıdır, bu da iki. Bütün bunları bilmeden, yapabilmeden CHP'nin oyları artmaz.
'Etik nedenle (!) CHP'yi eleştirmiyorum' demek CHP bu haliyle devam etsin demektir, anlamıyor musunuz?...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA