Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Yani önce kafa...

1992'de Yeni Bir Sosyal Demokrasi İçin adlı bir kitap yazdım. CHP yeni açılıyordu. Nasıl bir sosyal demokrasiyi toplumun beklediğini orada anlattım. Aynı dönemde Murat Karayalçın henüz yememişti, SHP ayaktaydı. Onun içinde de bu tartışmalar olanca şiddetiyle devam ediyordu.
Benim de dahil olduğum bir grup, tarihsel ilericilik manasındaki potansiyeline rağmen Kemalizmin zamanla militer bir siyasete dönüştüğünü, kapalı bir ideoloji haline geldiğini ve sosyal demokrasiye kapalı olduğunu savunuyordu. Kitap bu tezleri uzun uzun irdelemişti.
Kitap bize ait bu sol tarih çözümlemesinden sonra 'evrensel solun' yeni bir sosyal demokrasiyi nasıl türeteceği tezi üstünde duruyordu.
Yani Aristo'nun arkasından gelenlerin onun mantık hakkındaki 'bütün yapıtlarını' altı ciltte toplayıp, adlandırmak için kullandıkları 'araç gereç' anlamında bir 'organon' değil de (organ sözcüğü de aynı şeydir), Brecht'in tiyatro hakkında yazdığı küçük ama güzel kitabına verdiği ad (Tiyatro için Küçük Organon) anlamında bir 'organum' yazmıştım sol hakkında.

***

Epey okundu, tartışıldı. Bahsettiğim kitabın 2102'de 20. yılı doldu. İddialarının doğru çıkıp çıkmadığını göstermek için yeni bir edisyonunu yapmak istedim. Oturup bir tür önsöz yazdım, o 20 yılı özetleyen, 100 sayfa civarında. Sonuna da bu defa bugünkü solun ne olduğunu irdeleyen teorik bir yeni bölüm ekledim. Bir süre sonra yayınlanır, sanıyorum. (Şu aralar sanat piyasalarını, bienallerini, küratörleri, müzeleri, kısacası sanat dünyasını irdeleyen bir kitap hazırlıyoruz.)
O teorik kısmı yazarken bugünkü dünyada tartışılan sol konusunda çok kitap okudum. Neredeyse günü gününe izlediğim bir konudur bu, dergiler ve kitaplar aracılığıyla. Artık okuyanı pek kalmadı ama ne bileyim, Socialist Register'dan da, New Lef Review'dan da, çok daha basit ama hırçın ve sokağa dönük 'Red Pepper'dan, daha sıkıcı Monthly Review'dan da vazgeçemem. Amerikan demokratlığı/ solculuğu manasında The Nation ve The New Republic'ten hele hiç uzak durmam.
***

İşin özü, bütün bu dergiler, kitaplar ve makaleler bir tek şeyi, 21. yüzyılın solunu tartışıyor. Ortada ciddi bir gerçek var. İçinde yaşadığımız dünya, dünün dünyasından çok farklı. Bununla beraber şu yanlışa düşmemek gerek: Marx'ın çözümlediği 19. yüzyıl, tüm o sanayi devrimi, göçler, nüfus hareketleri, sosyal dönüşümle ve hemen az sonra belirmeye başlayacak büyük teknolojik değişimle bugünkünden daha az karmaşık değildi. Marx, büyük entelektüel zekâsı ve klasik felsefeden gelen birikimle, kendisinden öncekilerden yararlanarak ama onları aşacak bir yorumla dünyayı kavradı ve bize anlattı.
Bugün yapılması gereken de bu: Marx'tan yararlanan ama onu aşan bir model kurarak dünyayı kavramak. Burada anahtar odur: dünyayı kavramak. Belki bunun için henüz erken olduğundan sol yeterli bir yanıt üretemiyor, kitleleri yanına çekemiyor, belki yolun başındayız, düşünmek gerek. Ama yineleyeyim, Marx, dünyanın verili halini ve gerçekliğini kullanarak onu başka bir muhakeme ve kavrama düzeyine taşıdı analiziyle; etkisi oradan kaynaklanıyordu.
***

Kısacası sol özünde bir entelektüel çabadır. Hem de çok yüksek bir entelektüel çaba. Epey risk alarak şunu belirteyim: Türkiye'deki sol hareketin bugün en büyük eksiği budur sanıyorum. Sol kesimlerin, çeşitli nedenlerle bugünkü dünyayı kendi gerçekliği içinde kavradığı kanısında değilim. Bu bir 'formasyon' eksiğidir. Yeterli dil bilmemek, dünyayı yeterince tanımamak, anlayamamak, hatta önemsememek...
Buradan bir 'sol dünya okuması', dünya çözümlemesi de çıkmayacaktır. Yani, siyaset yapanla siyaset üreten birbirine karışmış durumda. Unutmayalım ki, Blair'i iş başına getiren o 'Üçüncü Yol' gibi kavramları işte şu andığım Socialist Register'ın kurucusu baba Milliband üretmişti, oğlu şimdi İngiltere İşçi Partisi başkanı. Yani önce kafa...
Böyle düşündüm, düşünüyorum...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA