Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Darbenin kodları-2

Darbenin üstünde düşünmeye devam edelim. Bugün de daha nesnel koşullara ve olgulara bakalım.
1. Bu darbeyi Cemaat/FETÖ örgütledi.
'Tiyatro' saçmalıklarını falan bir yana bırakalım.
Darbenin ne kadar derin ve geniş olarak düşünüldüğü açıktır.
Darbeciler Meclis'i bombaladı.
Bu sadece sembolik değil kendileri bakımından 'gerçekçi' bir hamleydi. Çünkü devleti ele geçirirlerse Meclis'i kapatacaklardı. Tıpkı 9 Mart 1971 darbe girişiminde Orgeneral Celil Gürkan'ın hazırladığı ve Hv. Kv. Komutanı Muhsin Batur'a verdiğinde onun da o güne kadar birlikte olduğu o insanları tasfiye edecek şekilde karşı tarafa geçmesine yol açan raporda Meclis'in kapatılıp yerine Devrim Konseyi'nin atanacağının öngörülmesine benziyor bu anlayış. Devlet, cunta ve komiteleriyle yönetilecekti.
2. Cunta kaçınılmazdı. Cunta dikta demekti. Bu şartlarda başka bir şey düşünmek olanaksızdı. Bir önemli anımsatmada bulunayım. Talat Aydemir hatıralarında yazar. Darbeyi başaramaz, teslim olur. Başka yol kalmadığını, direnirse kan döküleceğini görmüştür. Der ki, o şartlarda direnseydim ve başarsaydım 'diktaya gidecektim'. FETÖ darbesi bunca kan döktükten, toplumda böyle bir 'facia' yarattıktan, Meclis'i tarumar ettikten sonra nasıl olur da dikta dışında bir yöntem benimseyebilirdi?
3. Bu darbe girişimi belli ki, çok daha genişti, kesinlikle başarılacağı düşüncesiyle tezgâhlanmıştı. Erken geldi. Ayrıca, asıl olan budur, toplumun, halkın ve siyasetin direneceğini hesap edememişti. Öylelikle de başarısız oldu. Bu noktaya er veya geç gelmemesi şaşırtıcı olurdu. 'Kapalı örgüt' dinamiği içinde gelişen bu türden yapılar, hele bir de askere ve silaha ulaşmışsa mutlak surette darbe girişiminde bulunur. Yoksa zaten askere ve silaha yaklaşmaz. Olağan siyaset zemininde devam eder etkinliğine.
Fakat asker ve silah kapısının açılmasından sonra mümkün değildir, darbe dışında kalamaz.
4. Sürdürülen bir hareketin siyasal tabanı ve toplumsal karşılığı yoksa darbe- cunta planı yapılır. Cemaat eğer sivil bir hareket olarak kalsaydı toplumsal tabanı olabilirdi. Ama Cemaat sivil bir hareket değildi, siyasal bir hareketti. Ne var ki, sivil hareket eylem, siyasal hareket niyet ve tasavvur işiydi. Çünkü siyasal hareketin tabanını Akparti'ye kaptırmıştı.
Siyasi tabanı olmayan bir hareketle de iktidara ancak darbe üstünden geleceğini düşünebilirdi.
5. Şunu da belirteyim: bürokrasi ve ordu ittifakı Türkiye'de 'yanlış' kurucu yapıdır. PDY baştan beri bu yanlış muhakemeyi benimsemişti. Bizdeki modernleşmenin halkı ve siyaseti dışlayan mantığı ona da hâkimdi. Halk taban kuvveti olarak mevcuttu ama yönetim anlayışı hayli 'elitist' görünüyordu. Eninde sonunda bu darbeyi deneyecekti...
Elbette, devam edeceğim.
Not: Siyasette çok güzel şeyler oluyor.
Önce bir yasa muhalefete danışılarak çıkarıldı.
Ardından 11. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül'ün Meclis'e yaptıkları ziyarete Meclis Başkanı muhalefeti de davet ettiler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, El-Cezire'ye 'muhalefetle görüşmek benim için onurdur' dediler. Başbakan Yıldırım, OHAL'i bir buçuk ay içinde kaldırmak istediklerini belirttiler.
Böyle, hatta gelişerek devam etmesini diliyoruz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA