Vesayete karşı demokrasi kazanacak... Buna hiç şüphem yok. Fakat bu berbat dönemden sonra maalesef birçok insan cuntayı desteklediği için başkalarının yüzüne bakamayacak. Evet bazılarıyla dostlukların son günlerini yaşıyoruz. 27 Nisan 2007'nin tekrarını ve hatta daha ağırını ve iğrencini yaşıyoruz... Ama çok şükür gerçekleri gören dostlar var. Hala gerçek demokratlar var. Onlardan biri Genç Siviller... Benim hayatımdaki ilk politik eylemimi beraber yaptığım dostlarım. Malum cuntanın PR ayakları onları durdurmak için pasifize etmek için her şeyi yaptı her imkanı sundu ama asla inandıkları yoldan dönmediler... İşte muhteşem bildirileri. Her kelimesine katılıyorum...
...Kapalı kapılar ardındaki hesaplardan değil, açık siyasetten, Güvenlik ve yargı bürokrasisinden değil, sivil siyasetten, Şantajlarla siyaseti şekillendirmek isteyenlerden değil, demokrat siyasetten, Devlet içinde devletlerden değil, meşru seçilmiş iktidarlardan, ve en çok da bu saldırının birinci hedefi olduğunu düşündüğümüz çözüm sürecinden, savaştan değil, barıştan yanayız.
Yolsuzluk yapan iktidarı ilk seçimde değiştirebiliriz ama yolsuzluk dosyası biriktirip, iktidar savaşları için kullanan savcı, hakim ve polislerin vesayetini bir kez kabul edersek eski Türkiye bütün haşmetiyle geri döner.
Geçmişin hataları yarının önünü kapatmasın. Geçmişten hepimizin çıkarması gereken dersler, yanlış tercihler bugünkü demokrasi dersinden kalmanın, yanlış tarafta durmanın gerekçesi olmasın.
Bütün demokratları siyasetin üstünde yeni vesayet kurmaya çalışan yargı-polis cuntasına karşı "düşmanımın düşmanı dostumdur" demeden, "fırsatçılık" yapmadan, ilkeli bir karşı duruş koymaya çağırıyoruz.
***
Cuntanın bugünlerde itibarsızlaştırmaya çalıştığı Genç Siviller'in dışında bir cunta faaliyetlerine direnen biri kurum daha var. Liberal Düşünce Topluluğu.
18 yaşındayken tanıştığım ve her sınavda demokrasiden yana taraf olan Atilla Yayla ve Bekir Berat Özipek özellikle son 6 ay içinde LDT'nin namusunu kurtardılar. Zor zamanda vesayete karşı demokrasinin yanında net bir dille durdular... Maalesef başka LDT üyeleri vesayetten yana utanç verici tutumlar aldılar. Sadece iki sene sonra söyleyecekleri tek bahane: Bilmiyorduk. Farkedemedik olacak ama kimseyi ikna edemeyecekler. Sokaktaki simitçinin bile herşeyi gördüğü bir ülkede bir profesör yaşananları anlamayıp vesayetçilerin yanında duruyorsa o nokta söz bitmiştir...
Fakat tuhaf biçimde vesayete karşı net tavır alan Berat Özipek hem de böyle bir konjonktürde yazmayı bırakmak durumunda kaldı. Bu olacak iş değil. Ben eminim ki Berat demokrasiyi savunan bir başka gazetede hemen yazmaya başlayacak.
Öte yandan Berat öyle asil bir adam ki asla bu ayrılığın malum vesayet ekibi tarafından istismar edilmesini istemedi. Egosundan başka bir şey düşünmeyen bazı yazarlar gibi şov yapar sivil siyasetin aleyhinde konuşur ve hemencecik de malum medya Berat'a sahip çıkardı. Şu onurlu satırları yazarak ayrıldı Bekir Berat...
Meselenin yolsuzluktan ibaret olmayan bu boyutu beni ilgilendiriyor. Tam da bu yüzden, serbest seçimlerle gelen iktidarı ve onun siyasa belirlemeye ilişkin yetkisinin ahlaki ve hukuki meşruiyetini savunuyorum. Son tahlilde siyaseti savunuyorum. Doksan yılda ilk kez yakaladığımız Çözüm Süreci'ni ve ilk kez ulaşılabilir bir hedef olan derin devletsiz bir demokraside yaşama ihtimalini, birilerinin 'yüce duygular' adına elimizden almasına izin vermemeyi savunuyorum.
***
Atilla Yayla'nın dünkü yazısı da vesayete teslim olmuş sahte liberal yazarlara tokat gibi bir cevaptı... Zor günlerden geçiyoruz. Bugünlerde konulan tavırlar ileride çok konuşulacak...
Not: Yeni bir yıla girerken tüm vaktimi tatlı ikizlerime ve güzel karıma vermek istiyorum. Onun için sizden bu hafta için izin istiyorum. Fakat demokrasiye bir taarruz daha olursa hemen sipere geri dönerim... Hepinize iyi yıllar...
