Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Katil yine olay mahalline döndü

Hrant Dink'in suikasta kurban gidişinin üzerinden dokuz yıl geçti. Sabah Kahvaltı Haberleri'nde Hrant'ın yurtseverliğine ve demokratlığına dair konuşmalarından örneklere yer verdiğimiz bir bölüm hazırladık.
Gelen mesajlardan her inançtan ve görüşten seyircinin Hrant'ı sevgiyle andığını gördüm. Hrant'ı vuran tetikçiyle yaşıt birkaç genç seyircimiz ise ne yazık ki Ogün Samast'ı öven mesajlar yolladılar. Sevindirici olan bu gençlerden birinin ekranda Hrant'ın resmini görür görmez attığı nefret dolu mesajı programın sonunda düzeltmesiydi:
"Abi biliyorum bana kızdın. Ama Hrant Dink'i bize bambaşka anlattılar. Onu hain bilirdik, izlettiğin konuşmalarını ilk kez dinliyorum. Hakkını helal et."

Düşünün azıcık vicdanı olan bir insan Hrant' için geciken adaletten yakındıktan sonra, sırf Erdoğan'a düşman diye, bu davada beş yıl boyunca "arkadaşlarını" korumak için adım bile atmayan Savcı Muammer Akkaş'ın Cemaatiyle omuz omuza yürür mü anmada? Üstelik o savcının 17-25 Aralık'ta hazırlık aşamasındaki bir dosyanın fotokopisini alıp adliyede dağıtacak kadar tez canlı davrandığını bile bile.

Hrant olsa ederdi! Evet, kuru milliyetçiliğin ağında körpe zihinleri kinle keskinleştirilen gençlerle sinirlenmeden, sabırla diyalog kanallarını açık tutmaya çaba harcarsanız illaki sonuç alıyorsunuz.
Dolayısıyla Hrant'ı düşünüp kederlendiğimde, beni asıl üzen, benzer bir cinayet için tetikçiliğe ikna edilebilecek insanlarla bir arada yaşamak değil. Onlardan her ülkede, her iklimde fazlasıyla mevcut. Asıl dert...
Derdimiz büyük. Hangi birinden başlayayım. Hrant gibi masumları politik hedefleri için katlettirip ardından gözyaşı dökenlerden mi? Yoksa Hrant'ın ölümüne giden yola taş döşeyenlerle omuz omuza "katil devlet" sloganı atan Hrant'ın "bazı" arkadaşlarından mı?
Aynen öyle, tetikçilerden daha büyük problem, kurtla bir olup ardından çobanla birlikte gözyaşı dökenler ve bir siyasi husumet uğruna "dostum" dediği insanın hatırasını, adalet talebini bu sırtlanlarla birlikte çiğneyenler.
Dahası, Hrant'ın gerçek dostlarının çabalarıyla yeniden açılan soruşturmada tüm bilgilerin, tanıklıkların, telefon ve kamera kayıtlarının bilerek karartıldığı ve bu işten Gülen Çetesinin savcılarının, polis şeflerinin ve gazetecilerin sorumlu olduğu ortaya çıkmışken...
Evet, ne yazık ki dün hepsi oradaydı. Güle oynaya cinayet mahalline döndüler. Sosyal medyada twitler attılar. Kendilerine "Hrant'ın arkadaşıyım" diyenlerden bazıları da bu sırtlanların sırtlarını tapışladılar.
Hrant'ı yaşarken de bugün de sahiplenmiş, 9 yıl aradan sonra onun acısını hâlâ yüreğinde taşıyanların pek çoğu eminim ki anmaya gitmediler, gidemediler... Benim gibi.
Nasıl gideceksin ki?
Azıcık insan olanın sinirleri, vicdanı böyle bir ihaneti, riyakârlığı kaldırır mı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA