Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Kılıçdaroğlu, Baykal ve "biz" ve "onlar"

Dün güne Rusya'nın Suriye'de bombaladığı bir hastanede ve okulda ölen 50 sivilin haberiyle başladık. Bizim yerli Şebbihaların yazdığı, program yaptığı gazete ve televizyonlarda bu haber yoktu. Ne var ki bu katliam her yerde ilk haberdi.
Konu elbette siyasetin de gündemindeydi. Meclis'teki konuşmasında Türkiye'nin politikasını eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu'nun ise nedense neşesi yerindeydi. Rusya, Hizbullah milisleri ve rejimin yerleşik sivillerinin bombaladığı, "Bayırbucak" bölgesinin ismiyle dalga geçen Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
"Suriye'de kaybedenler, Türkiye, Türkmenler ve sivil vatandaşlar. Bayırbucak'tan bahsediyorlar. Ne bayırı kaldı ve bucağı... Siz milli değil gayri millisiniz."
Bu esnada Kemal Bey Twitter'da bir anda trend topic (çok konuşulan) olmuştu. İnsanlar, Kılıçdaroğlu'nun konuşması sırasında, katliam bölgesinin ismiyle dalga geçmesine ve salonda bulunan partililerin de bu sözleri "gülerek" alkışlamasına tepki gösteriyorlardı.
Bu hal üzerine söyleyecek tek bir sözüm yok. Çünkü babam, dedem yaşındaki insanlara insanlığın asgari vasıflarını hatırlatarak eleştirmeyi nafile bir çaba olarak görürüm.
Ne var ki, Kılıçdaroğlu'nun dünkü konuşmasında Türkiye'den ve Suriye'deki sivillerden "onlar" diye bahsetmesi kendisini ve partisini tam olarak nerde konumlandırdığını göstermesi açısından bir hayli öğreticiydi.
Gerçi haklısınız başka ne yapabilirdi ki? Sivil halkından yüz binlercesini kimyasal silahlarla katleden bir diktatörle, görev yaptıkları parlamento arasında kararını çoktan vermiş bir partinin genel başkanından bahsediyoruz. Ülkesinin fiili savaş halinde bulunduğu bir devletin liderine destek ziyaretleri yapanlar kimlerdi, hatırlayın.
Bu konuda partiye hâkim olan havanın anlaşılması için, CHP'nin dış politika ekolünün temsilcilerinden ve şimdilerde Zaman'da yazan Faruk Loğoğlu'nun sözlerini de unutmamalıyız.
Loğoğlu'nun, Türkiye'nin Suriye'de PYD'nin askeri unsurlarını vurduğu dakikalarda Şam'ın Dışişleri sözcüsünden bile önce yaptığı şu çıkış manidar değil mi sizce de?
"Kandil'e operasyonlarda meşruiyet vardır. Ancak Suriye/ Irak tezkeresi Suriye'ye yönelik operasyon hakkı vermemektedir. Bize saldırı yok."
Evet, yine konu aynı ve yine bir CHP'li lapsuslarla "bizini" ve "onlarını" açık ediyor.
Doğrusu çok merak ediyorum, son 6 yılda pek çok örneğini sayabileceğimiz bu halden sonra, PKK'ya YPG denilen Suriye'de acaba CHP'ye ne diyorlardır dersiniz?
İşte hızla bir mezhep partisi görünümüne sürüklenen CHP'ye geçtiğimiz günlerde partinin içinden, Deniz Baykal'dan gelen sert çıkışın nedeni de bu gidişata dur demektir.
Siyasi farklılıkların, ülkenin çıkarları söz konusu olunca ortadan kalkması gerektiğini gösteren Baykal, görev yaptığı parlamentoya sahip çıktı. Türkiye'nin Suriye politikasını desteklediğini söyledi ve partisini eleştirdi. Baykal'ın Halep'le ilgili sözleri ise bamteliydi!
Kılıçdaroğlu'nun dün tepki çeken sözlerinin hükümete yönelik olduğunu düşünenler yanılıyor. Bu sözler Kemal Bey'in Türkiye'de, partisi içinde ve Suriye'de kimi "biz" kimi "onlar" diye gördüğünün en net resmidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA