Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Sayın genel başkan, düşük profilli olduğunuz kadar...

Terör eylemlerine kısa bir es veren PKK işbaşı yaptı. Örgüt İstanbul'da sivillerin zarar gördüğü Sancaktepe saldırısının ardından dün de 8 askeri şehit etti.
Yine niye mi başladılar?
Niye başlamasınlar ki, arkalarında koç gibi "yasal partileri" var. Temsilcileri, Meclis'te her gün terörü desteklemeyen milletvekilerini pataklayıp, gümbür gümbür propagandalarını yapıyor. Daha perşembe günü, "Yasal Parti'nin" Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, birkaç gün önce kenti kana bulayan teröristin cenazesinde "kurumsal ağıtlar" yaktı.
Medyadaki ve akademideki kredileri ise sınırsız. Bir kısmı PKK'nın keskin nişancılarına yapılan operasyonların insan haklarına aykırı olduğunu kanıtlamaya çalışırken diğerleri ekranlarında, gazetelerinde örgütün eylemlerindeki sivil kayıpların "ne kadar da hata" olduğunu izah etmeye çabalıyor. "Yeniden müzakereciler" de cabası.
Şimdi aralarına CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da katıldı. Partisinin vekilleri perşembe günü yaptıkları gibi, Pervin Buldan başkanlığındaki Meclis oturumlarında sürekli sayım isteyerek teröre destek veren HDP'lilerin yargılanmasını geciktiriyor.
Kendisi ise daha yaygın mesajlarla siyasetin kan dökülerek yapılanını, yani "terörü" meşrulaştırıyor. Siyasi rakibinin son tahlilde halka sorulacak bir projesini engellemek için "kan dökmekten" söz ediyor.
Kılıçdaroğlu'nun, Demirtaş'ın 7-8 Ekim kanlı sokak çağrılarını akıllara getiren çıkışıyla CHP tabanını hedeflemediği malum. Çünkü silah ve onu kullanabilme örgütlülüğü, potansiyeli "başkasında." Evet, PKK'sında, DHKP-C'sinde şuyunda buyunda...
Düşünsenize, yasal kanadının, Avrupalı geçkin solcuların, medyanın ve akademinin yanı sıra, bölmeye, yıkmaya çalıştığı devletin "kurucu partisinin liderinin" de kanlı eylemlerini meşrulaştırdığı bir terörist nasıl "heveslenmesin" ki. Dün bizim gazetede Mehmet Barlas, Kılıçdaroğlu'nun son çıkışıyla da açıkça gösterdiği üzere klinik vaka olduğunu yazıyordu. Sorunlu büyümüş hırçın bir çocuk gibi davranan Kılıçdaroğlu'na "öfkelenmek yerine yardım etmemiz" gerektiğini söyleyen Mehmet Bey haklı.
Ama zararı yalnız kendisine değil. Baksanıza siyasilerin demeçleriyle kırbaçladığı terör yüzünden her gün canlarımız gidiyor. İşte bu yüzden birileri, 6 yılda 7 seçim kaybetmeyi başaran bu düşük profilli ana muhalefet liderine, bir kaset skandalıyla da gelmiş olsa bulunduğu koltuğun önemini anlatmalı.
Tabii ki kendisiyle birlikte partisini de yakmaya karar vermiş bu ihtiyar çocuğun anlayacağı basit bir dille, adabınca.
"Sen marjinal bir partinin değil, adı bile milyonlarca seçmenin oyunu alan bir merkez partisinin genel başkanısın. Sen tükürürsen terörist..." Demeli.
Partide bunları söyleyecek aklı başında bir cesur yürek var mı bilemem, bulunur elbet.
Ama geç kalınmamalı.
Zira siyasetin merkez muhalefet kanadının bu denli marjinalleşmesini ne Türkiye ne de başka bir batı demokrasisi daha fazla tolere edebilir.
Demedi demeyin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA