Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Yeter artık, kendimize gelmek zorundayız

39 kişinin hayatını kaybettiği gece kulübü baskınının ardından yine yalan haber fırtınasına tutulduk.
Önce, daha yaralılarımız hastaneye kaldırılmamışken, bir Hürriyet muhabirinin yalan haberi yayıldı sosyal medyaya.
Güya mekânın sahibi Mehmet Koçarslan, "CIA'nın kendisine saldırı istihbaratı verdiğini, yeterli tedbir alınmadığı için katliamın göz göre geldiğini" söylemişti.
Daha sonra Koçarslan sözlerinin çarpıtıldığını söylerken ABD Büyükelçiliği de bu saçmalığı yalanladı.
Ardından bir Noel Baba geyiğiyle sarsıldı sosyal medya.
Saldırganın Noel Baba kıyafetiyle saldırı düzenlediği tweet'leri elden ele gezdi.
Aralarında gazetecilerin de olduğu kimi hesaplar, bu iddiayı sorgusuz sualsiz kabullenmiş ve yaymaya koyulmuştu. Hatta kimileri klavye başından araştırmacı gazeteciliğin sınırlarını zorlayarak yılbaşında güvenliği sağlamak için Noel Baba kıyafeti giyen sivil polisleri bile eleştirmeye başlamıştı.
Kimi goygoycularsa, İstanbul polisinin kaçan zanlının peşine düştüğü o karanlıkta, sanki olayla ilgili bilgi kırıntısına sahipmiş gibi hesap faslına geçivermişti bile.
Güvenlik kaynakları tarafından doğrulanmayan pek çok bilgi, hâlâ koca koca televizyon kanallarında ve gazetelerde işlenmeye devam ediyor.
Yazıya oturduğum saatlerde bir Kırgızistan pasaportu üzerinden saldırganın DNA'sı tartışılıyordu!
Altını özellikle çiziyorum, bu saldırıyla ilgili manipülasyonun sorumluları sosyal medyanın trolleri değil. Adıyla sanıyla gerçek isimler, gazeteciler, televizyoncular.
Gazeteci acarlığı mı dersiniz, heyecana mı bağlarsınız bilmiyorum ama her terör saldırısında tekrarlanan ciddi bir sorunumuz var.
Zira bu bir karartma faaliyeti.
Ve en çok zanlıların ve onlara yardım yataklık edenlerin işine yarıyor. Bu karambolde izlerini daha kolay kaybettirebiliyorlar.
İkincisi halkın kendini daha güvensiz hissetmesine, tıpkı teröristlerin istediği gibi panik ve korkunun yayılmasına neden oluyor.
Üçüncüsü, teröristlerin eylemle vermek istediği mesajın daha çok kişiye yayılmasına aracılık ediliyor.
Evet, bahsettiğim mesleki bir tartışma, gazetecilik eleştirisi falan değil. Her gün terörle sınanan bir ülkede yaşamanın asgari sorumluluğuna işaret ediyorum.
Hepimiz yazı yazıyoruz, program yapıyoruz. Hassas gelişmeler yaşanırken, yalana başvurmadan, teyit edilmemiş bilgileri fütursuzca paylaşmadan, suçsuz insanları hedef göstermeden gazetecilik yapmak, izlenmek ve okunmak da mümkün.
Seyircilerimiz, okurlarımız bu yalanların hesabını bizlerden daha sert sormalılar!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA